Nebahat ÜNAL

Tarih: 28.12.2025 00:13

EKRANIN ÖTESİNDEKİ MAĞDURİYET

Facebook Twitter Linked-in

Bugün sizlere gerçek bir hayat dramından, milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren bir haksızlıktan bahsedeceğim: 

1990’lı yıllarda lise öğrencisi olup staj yapan, hem okul okuyan hem çalışan gençlerimiz... O çocuklar, meslek liselerinde ya da Anadolu liselerinde okurken, haftada 3-5 gün işyerlerine gidiyor, ustaların yanında ter döküyor, SGK’ya sigorta girişi bile yapılıyor. Numara alıyorlar, dosya açılıyor. 

Ama emeklilik hesaplanırken bu süreler yok sayılıyor. Neden mi? 

Çünkü o dönemdeki staj sigortası sadece “kısa vadeli” – yani iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortası için. Emeklilik için gerekli olan “uzun vadeli sigorta primi” (malullük, yaşlılık, ölüm) yatırılmıyor.


Sonuç ne oluyor okurlar? Sigorta giriş tarihi 1997, 1998, hatta 1999 oluyor ama emeklilik başlangıcı staj bittikten sonraki ilk gerçek işe girişe kayıyor – genellikle 2000’li yıllara. Arada 5-10-15 yıl fark oluşuyor. 

EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesi çıktığında milyonlar emekli olurken, bu stajyerler dışarıda kaldı. 

Çünkü kanun diyor ki: “Staj eğitimdir, iş değil.” Halbuki o çocuklar fabrikalarda, atölyelerde, ofislerde gerçek emek verdi. Makinelerin başında durdu, çay taşıdı, dosya düzenledi, sorumluluk aldı. Çocuk yaşta aile bütçesine katkı sağladı.


Bu mağduriyetin boyutu çok büyük okurlar. Tahminlere göre 1-2 milyon kişi etkileniyor. Kadınlar için emeklilik yaşı 58-60’a, erkekler için 60-65’e çıkıyor. Prim günleri yetse bile yaş şartı uzuyor, emeklilik hayali 10-15 yıl gecikiyor. Birçoğu şimdi 45-55 yaş arasında, hala çalışıyor, yoruluyor ama emeklilik kapıda görünmüyor. “Çalışırsan kazanırısın” diye öğrettik gençlerimize ama sistem “staj çalışmak sayılmaz” diyor. 

Bu nasıl adalet?
Düşünün okurlar: Bir genç 16-17 yaşında sigortalı oluyor, 18’inde staj bitiyor, askere gidiyor ya da üniversiteye başlıyor. 

Sonra gerçek işe giriyor 22-23 yaşında. EYT için gereken 8 Eylül 1999 öncesi giriş şartını sağlıyor ama staj süresi emekliliğe eklenmeyince yaş şartı uçuyor. Borçlanma hakkı olsa – tıpkı askerlik ya da doğum borçlanması gibi – para ödeyip o süreleri ekleyebilecekler. Ama şu an böyle bir imkan yok. 2023’te EYT yasası çıkarken stajyerler unutuldu. 2024’te, 2025’te kulislerde konuşuldu, teklifler verildi ama henüz somut bir adım atılmadı.


Bu durum gençlerimizi nasıl etkiliyor? Çalışmaya hevesleri kırılıyor. “Ne için erken başlayayım ki, sayılmıyor” diyorlar. 

Aileler çocuklarını staja göndermekten çekiniyor. Kültürümüzde emek, alın teri, sorumluluk almak övülür. Çocuk yaşta çalışmak, meslek öğrenmek bizim geleneğimizde vardır. Ama bu sistemle gençlerimize “emek boşa gider” mesajı veriyoruz. Sonuçta umutsuzluk, güvencesizlik, geleceksiz bir nesil...


Yetkililere, milletvekillerine, SGK’ya sesleniyorum: Staj mağdurlarını görün! Borçlanma hakkı getirin, staj sürelerini uzun vadeli sigortaya çevirin ya da en azından emeklilik başlangıcı olarak kabul edin. Adalet yerini bulsun ki, vatandaş “devletim yanımda” desin. 

Bu insanlar vergi verdi, prim ödedi, emek verdi. Hakları yenmesin.Okurlar, siz de çevrenizde böyle mağdur varsa sesinizi yükseltin. Sosyal medyada, dilekçelerle, federasyonlarla mücadele edin. Çünkü sessizlik mağduriyeti büyütür.
Nebahat Ünal


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —