Televizyon kumandasına her el attığımızda, ekranlardan bir fırtına eser oluyor evlerimize. Günümüz dizileri, sözde “modern hayat” diye sundukları sahnelerle aile yapımızı, örf-adetlerimizi lime lime ediyor. Anne-baba saygısı mı? Koca-karı sadakati mi? Mahalle komşuluğu mu? Hepsi hikâye. Yerine konan ne? İhanet normalleştiriliyor, lüks hayat özendiriliyor, aile içi çatışmalar eğlence diye pazarlanıyor.
Bir bakın şu senaryolara: Genç kızlarımız, dizilerde gördüğü “bağımsız kadın” rolüyle aile büyüklerine kafa tutuyor. Oğlanlarımız, “aşk için her şey mübah” diye ekranda izlediği entrikalarla ahlak sınırlarını zorluyor. Evlilik dışı ilişkiler, boşanmalar, zengin-fakir çatışmaları...
Sanki kültürümüzün temeli buymuş gibi! Halbuki bizde aile kutsal, büyüklere hürmet farz, sadakat namus. Ama diziler gençleri başka bir dünyaya sürüklüyor: “Sen de yap, sen de yaşa, sınır yok!”
Necip Fazıl ne güzel demiş: “Gençlik, yarınki neslin mayasıdır; maya bozulursa, hamur tutmaz.” Evet, mayamız bozuluyor okurlar. Bu dizilerle gençlerimize “hızlı yaşam, kolay para, sorumsuz aşk” aşılıyor.
Sonuç? Boşanma oranları tavan, aile içi şiddet haberleri eksik olmuyor, gençlerde manevi boşluk...
Mehmed Âkif Ersoy’un o ibretlik seslenişi kulaklarımızda çınlasın: “Sahipsizlerin vatanı sensin, ey millet! Uyan, yoksa yarın çok geç olacak!” Diziler sahipsiz gençlerimizin vatanını işgal ediyor adeta. Kültürümüze aykırı sahneler: Aile büyüklerini alay konusu yapmak, geleneksel kıyafetleri “gericilik” diye aşağılamak, ramazan sofralarını bile entrika masasına çevirmek...
Nerede kaldı bizim edepli, hayâlı toplumumuz?
Sezai Karakoç’un dizeleriyle bitireyim: “İnsan bu, su misali, akıp gidiyor; Ama nereye akıyor, bilinmiyor.” Gençlerimiz nereye akıyor okurlar? Bu dizilerin akıntısına kapılıp, örfümüzden, adetimizden uzaklaşıyor. Aileler uyanmalı, ebeveynler çocuklarıyla konuşmalı, dizileri eleştirel izlemeli.
Bir çağrı yapalım: Yapımcılar, senaristler! Kültürüne sahip çık, gençleri zehirleme. Bizim değerlerimizi yücelten diziler yazın ki, yarınlarımız karanlık olmasın.
Kalın sağlıcakla
Atilla Samat
