Dünya yoruyordur, omuzlarda yük vardır, yıllar ağır geçmiştir… Ama bir bakış gelir, yılların ağırlığını bir anda hafifletir.
Belki de bu yüzden “ikinci bahar” yalnızca bir kavram değil; insanın yeniden hayata tutunduğu bir eşiktir.
Gençken hepimiz çok konuşurduk; aşkı avuçlarımızla sıkardık, duyguları yontar biçim verir gibi kontrol etmeye çalışırdık.Ama yıllar geçtikçe anlarız ki aşk aslında yönetilecek bir şey değil; insanın kendine rağmen teslim olduğu bir hâlmiş.Bugün orta yaşın üzerindeki herkesin dilinde aynı söz vardır:
“Gençlik başka ama huzur bambaşka…”
İşte ikinci baharın dokusu tam da buradan gelir: Huzur arzusundan.
Gerçek İkinci Bahar…
Evliliği bitmiş ya da hiç evlenmemiş insanların yeniden bir hayat arkadaşı bulması;
birlikte kahve içmekten mutlu olmaları,sabaha karşı uyanıp rahat bir nefes alacak omuz bulmalarıdır.
Onların baharı hem görülür hem duyulur.Evler tazelenir, sofralar şenlenir, yüzler gençleşir.
Nazım’ın dediği gibi:
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…”
Onların ikinci baharı orman gibi sakindir; içi ferahlık doludur.
Gizli İkinci Bahar…
Ama bir de adı fısıltıyla anılan,dillendikçe ağırlaşan,yalnız gece lambalarının şahit olduğu bir bahar vardır.Bu bahar görünmez…Yalnızca hissedilir.Bir gün biri çıkar karşına…Sessizdir, sade bir insandır belki…Ama içinin kuytusuna yıllardır değmeyen bir sıcaklık düşürür.O an anlarsın ki hayat bazen insanı evin içinde değil,kalbin karanlık raflarında saklanan bir duygunun içine çağırır.O çağrıya kulak verenlerin hâli başkadır.Onlar yüksek sesle konuşamaz, isim veremez, kendini ifşa edemez.
Ama içlerindeki duygu öyle gürültülüdür ki bazen bir mesajla kalpleri titrer.
Mehmet Akif’in o derin mısrası böyle anlar içindir:“Yalnız yaşadım sanma, gönlümde sen vardın.”
Evde kahvaltı masasında sessizlik vardır belki…Kim bilir?Bazen duygular soğumuş, alışkanlıklar yerleşmiş, hayat rutine dönüşmüştür.Ama dışarıda bir yerde—belki bir selamda, belki bir bakışta—kalbin yeniden atmasına sebep olan biri vardır.Bazen insanların gerçek mutluluğu bulduğu yer,
yaşadığı ev değil; yaşattığı duygudur.
İki Baharın Ortak Noktası
İster açık olsun, ister gizli…İkinci bahar insana şunu öğretir:Kalp asla yaşlanmaz.Bedeni kandırırsın, toplum baskısını idare edersin,ama kalbi susturamazsın.
Cahit Sıtkı’nın o müthiş dizesi kulağa çalınır:
“Gözüm, güzel olan ne varsa, hep sende.”
Kim ne derse desin…Mutluluk, insanın kalbini titreten tarafa yakındır.Ve bazen en temiz duygu, en çok gizlenendir.
Son Söz
Kiminin ikinci baharı sofrada iki tabak demektir,kimininki aynı şehirde atılan gizli bir selam.Ama bahar bahardır…Hangi yoldan gelirse gelsin insanın içini tazeler,ruhuna nefes olur, yaralarını sarar.
Unutmayın:
Her bahar, bir önceki kışın kırık dallarını onarmak için gelir.
KALIN SAĞLICAKLA
Atilla Samat



