Kaçta kalınca azdı rakamlar? Neye göre, kime göreydi ölçüt? Aynı su değil miydi, patatesi yumuşatırken yumurtayı sertleştiren? Neydi ki bizi üç günlük dünyada kalp kırmaya yönelten sebepler? Derdin ölçütü neydi sahi? Ekmeği bayat olanın yanında pırlantası küçük olanın da derdi dert miydi gerçekten? Tüm bunlara verilecek cevap, bir tebessümden ibaret olamaz mı peki?
Ne trafikte yol verme için, ne komşunun tavuğu için, ne düğüne eğlence olsun diye sıkılan mermi için, ne savunmasız kadına, çocuğa ne dili olmayan hayvana yada milli servetimiz olan yol ağaç kaldırım a bir beni adem olarak insan olduğumuzu hatırlayarak yaşayalım.
Biraz düşünelim Hayat çok kısa,..
Nebahat Ünal