Türk Polisi
Nereye Koşuyor?
Türk Polisi beğenir yada beğenmezsiniz ama rüzgarı arkasına alan gemi misali büyük okyanusları hedef aldı. Bir yandan dış tanıtım bir yandan içeriden gelen büyük oksijenle eskilerden hiç bir şey kalmadı.
Artık daha fazla gülümsüyor, insanlara gerçek değeri veriliyor. Haberlerimizde de okuyacağınız gibi büyük bir operasyonu bir kadın polis üstleniyor, giyeceklerini kendileri seçiyor tasarlıyor, Hükümet?te bir nebze olsun polislerimizin önünü açıyor.
Daha doğrular içinde iyi işler çıkaran Türk Polisi her geçen gün kendini geliştirmeye devam ediyor.
Fakat her şeye rağmen Polisi her zaman hedefte. Sistemsiz düzensiz, polissiz hayat hayalini kuranların hayalleri yıkılıyor. Polis her zaman siyasetin üzerine çekilmesi artık maddenin doğasında var ki, bu her dönemde devam eder. Boynu bükük polis mantığı artık yok oluyor.
Peki neydi bize bunları düşündüren?
Bildiğiniz gibi bir dönem, polis hayatımızda maalesef kötü anlam taşıyan bir olguydu. Anneler çocuklarına seni polise veririm diye korkutulardı. Karakola düşmek cehenneme düşmekle eşdeğerdi. Polisin zaman zaman kendine çekidüzen vermesi gerektiği düşünülse de kötü sistem buna müsade etmiyordu. Ne kadar düzeltse bir işaret her şeyi bozuyordu.
Polis görevini yapmıyor anlayışı yaygın, nerede polis diyenlerin haddi hesabı yoktu.
Tabi bu haline gelmesi uzun bir süre aldı. Bunu herkesin kabul etmesini temennisini taşıyorum. Çünkü bazen geçmişi unutmak en iyisi.
Geçenlerde trafik polisleri arabama uygulama yapmak üzere durdurdu, Ehliyet ve ruhsat istendi. Hemen arkasından lütfen arabanızı stop edin yakıt yakmayın dendi. Bende nekazet olsun diye arabadan çıkmak istedim. Hemen müdahale ile karşılaştım. ?Lütfen oturun biz işlemlerinizi yapıyoruz? cevabını aldım. Hemen arkasından işlemlerim bitti ve ? İyi yolculuklar ve iyi akşamlar? temennisi ve iyi niyetinde bulundular.
Dedim ya, önceleri neydi şimdi ne oldu. Biz mevcut durumun daha iyisini de istiyoruz.
ÇÜNKÜ TÜRK POLİSİ HEPİMİZİN