Mobbing ile Mücadele Derneği tarafından, 5-11 Şubat Mobbing ile Mücadele Haftası nedeniyle 2024 yılı teması; “Mobbing ile Mücadele Kanunu’na İhtiyaç var” olarak belirlendi.
İSTANBUL (İGFA) - Mobbingin her sektörde olduğunu ifade eden Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Başkanı Özlem Akarken, SAHİM-SEN olarak şiddetsiz ve onurlu çalışma ortamının, herkesin hakkı olduğunu savunarak Mobbing ile Mücadele Derneği’nin başlattığı kampanyayı destekledilerini açıkladı.
SAHİM-SEN olarak; çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi için tüm paydaşlarla ortak hareket ederek; atılması gereken adımlarda sorumluluk alacaklarını belirten Akarken, mobbing ile mücadele kanununun acilen çıkması gerektiğini savundu.
"Biz de 190 sayılı Sözleşme’nin temel felsefesine bağlı kalarak tüm ILO sözleşmelerini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşmesi’yi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme’yi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’yi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni, Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına İlişkin Sözleşme’yi ve Engelli Hakları Sözleşmesi’ni dikkate alan; Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun ivedilikle çıkması için bu kampanyayı destekliyoruz" diyen Özlem Akarken, açıklamasında şunları kaydetti:
"Mobbing; çalışanın fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik halini hedef almaktadır. Bunlarla bağlantılı olarak mobbing; güçlü aile ve güçlü toplum için önemli bir risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla mobbing; sadece çalışanı değil, toplumun tüm kesimlerini ve değerlerini hedef almaktadır. bizler sağlık çalışanları olarak, daha fazla risk altındayız. Liyakatsiz idarecilerin yönetiminde, mobbing yaşayanların sayısı her geçen gün artıyor. Ne yazık ki mağdurlar, çoğunlukla, kendilerini savunmasız hissetmekte ve şikayet etse de var olan sistemin kendisini daha fazla cezalandıracağını düşünmekte ve sessiz kalmayı seçmektedir. İşte bu yüzden mobbing, telafisi mümkün olmayan birçok fiziksel ve ruhsal sağlık sorununu beraberinde getirmektedir. Yaşadıklarına dayanamadıkları için intihar edenleri de biliyoruz. Kanunun olmayışının, mobbing davranışını sergileyenleri, daha da cesaretlendirdiğini açıkça görmekteyiz".
Bu arada Türkiye'de mobbing ile ilgili ilk düzenleme; 2011 yılında “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu Başbakanlık Genelgesi olduğunu belirten Akarken, "Genelge’de de bahsedildiği gibi; “Kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi, gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemlidir.” Ancak mobbingin, önlenemez yükselişi karşısında, tarafların çok da farkında olmadığı bu Genelge’nin, etkisiz kaldığını söyleyebiliriz. Yaptırımı olan ve tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerini dikkate alan; etkili bir Mobbing ile Mücadele Kanunu’na ihtiyacımız var" diye konuştu.