Eskişehir’in mütevazi bir semtinde dünyaya gelen Onur Durmaz, ortaokulu başarılı bir şekilde bitirmiş, liseyi çeşitli imkansızlıklara rağmen dışarıdan bitirme başarısı göstermiştir. Hayatını haksızlığa uğrayan insanlara adayan Onur Durmaz , haksızlığa da gelemeyen bir tavır takınmıştır.
Böylelikle çevresindeki herkesin takdirini kazanmıştır. Emeğin bütün kategorilerinden geçmiştir. Taksicilik,ticaret yapmış, pazarlarda poşet satmış hatta meşhur Eskişehir unundan simitleri satarak bugünkü konumuna gelmiş olan Durmaz; kesinlikle o günleri inkar etmemiştir ve şu anki durumunu o günlere borçlu olduğunu her fırsatta belirtir. Çevresine bir çok istihdam sağlayan Durmaz, üretimin her türlüsüne katılarak artı değer oluşturmayı kendisine borç bilmiştir. Üretim araçlarının ancak dürüst ellerde bir işe yaradığını, istihdamın kadrolaşma olsa bile çalışan insandan yana olduğunu savunur.Her zümreden saygın bir çevreye sahip olan Onur Durmaz ; akil bir insan olduğunu çevresine gösterebilme yeteneğine sahiptir.
Aslında yaşam onun için resmi ilişkilerden ibaret değil tabiki… Şefkatli olan ve en sevdiği lacivert paltosunu uğur sayan bir ritüele sahip. Mesela sigarası hayattan aldığı zevke destek verir. Bir gün bir çocukla karşılaşır kendisi de maddi olarak bunalımlı durumdadır, cebinde kalan son beş lirayla çocuğa simit gazoz alır.Bu denli merhamet sahibidir. Bu durum onu kısa bir süreliğine rahatsız etse de yine de yılmaz bir yokuşçu olarak hayatın yokuşlarına tırmanmaya devam eder.Zirvenin hiçbir zaman gelmeyeceğinin bilincindedir. Sonra yolda giderken kafasına bir balyoz düşer ve düşünür düşünür… İçi içini yiyip bitirir.Aslında zengin bir çehreye sahip olan insanlar mesela sokak çocukları için ne kadar elini taşın altına koymaktadır ? Ya da maden işçilerinin yaşama karşı mecburiyet mücadelesinin ne kadar yanında olmaktadırlar ?Herkese mavi boncuk dağıtan zengin çehre neden yeni iş sahaları açıp insanlık adına bir şeyler yapmaktansa; hepbana psikolojisinden vazgeçemez?Kendi cukkaları neden bu kadar önemlidir ?Mesela burjuva bir yazar magazin haberlerine yer verirken neden gerçekleri yazan yazarlarla alay eder?”Dik duruşa sahip olmak çok zor bir şey olmasa gerek” diye yaşamı sorgulamışlığı çok olmuştur Onur Durmaz’ın…
Belki de dolabı bomboş olan bir aileye yardım etmenin hazzı, zengin bir arkadaş meclisinde popüler kültür konuşmaktan daha çok dokunur yüreğine.”Aslında fakirin ekmeği olan umudu çalmak güzel bir şey değildir”.Fakire sürekli tutunabileceği bir dal verilmelidir.Çünkü onların emeği zenginlerin malını ayakta tutan yegane unsurdur.” Bizler varsak siz de varsınız. Hiç öyle böbürlenmeyin” der Onur durmaz..