Asıl adı Sıtkı Emen olan âşık, 5 Mart 1950 tarihinde Erzurum'un Hasankale ilçesine bağlı Yayladağ köyünde doğmuştur. Âşığın soy kökü Elazığ'ın Kiğı ilçesinden Hıdır Baba isimli bir zata dayanmaktadır (Altınışık 2008: 9). İlkokul mezunu olan Sıtkı Emen, evli olup âşıklık haricinde farklı iş kollarında çalışmış, uzun zaman keresteciklik yapmış bir ara âşık kahvehanesi işletmiştir. İlkokul yıllarından itibaren türkü söylemeye başlamış bu yıllarda Kerem ile Aslı, Karacaoğlan ile Elif ve Sümmanî ile Gülperi gibi halk hikâyelerini (Altınışık 2008: 9) okuduğu tespit edilmiştir. 18-19 yaşlarında saz çalmaya başlayan Sıtkı Emen'in "Reyhanî İhsanî ve eniştesi Gülhanî'den etkilenerek âşıklığa başlamış" (Kırkkılıç vd 1997: 182) olduğu zikredilir. Âşığın mahlasını kendi ifadesiyle, soy ismini değiştirip kullanmak şeklinde kendisi almış (Emen 1996; Özarslan 2001: 123), bir başka ifadesine göre Âşık Nuri Çırağî bu mahlası ona vermiş (Emen 1996; Özarslan 2001: 400), bir başka kaynağa göre de Âşık Mustafa Ruhanî (Altınışık 2008: 15) vermiştir. İlk badeli âşığın Sümmanî olduğuna inanan Eminoğlu, önceleri “Artık bir ustanın peşine gidip ondan ders alma devri geçti, ben kahvehaneye geliyor, çalıp söyleyenlerden öğrenmem gerekenleri alıyorum. Saz çalmayı bir âşıktan öğrenmeye de lüzum yoktur, halk eğitim merkezlerinde en iyi saz kursu veriliyor, oradan gidip öğrenebiliriz” (Emen 1996: Özarslan 2001: 110-111) sözleriyle âşıklığın ustası veya çırağı olmadığı görüşündeyken zaman içinde bu düşüncelerini değiştirmiştir. Âşıklığa gelenek ve töre olarak bakmakta ve âşık olabilmenin temel şartlarını insan sevgisi taşımak, fakir olmak, güçsüz olmak şeklinde değerlendirmektedir. Âşıklığını daha ziyade kahvehanelerde icra eden Eminoğlu birkaç halk hikâyesi bilmektedir (Emen 1996; Özarslan 2001: 400).
Âşık Sıtkı Eminoğlu geleneğin icaplarını iyi bilen ve son yıllarda sanatında artarak devam eden bir gelişmenin gözlemlendiği bir gelenek temsilcisidir. Âşık Eminoğlu'nun şiirlerinde gelenek içinde yaygın olarak görülen içe dönüklük ve teslimiyet içinde olma havası görülmez. O daha çok aktif ve dışa dönük ve yer yer sert bir üslubu benimseyen bir âşıktır. Dili oldukça çevik olan âşığın şiirlerinde ince bir yergi de söz konusudur. Katıldığı fasıllarda yaptığı âşık karşılaşmalarında son derece başarılı söyleyiş ve hazırcevaplık sergiler. Semai, koşma ve divan biçimlerini ve bu biçimlerin türevlerini başarılı bir şekilde kullanan Âşık Eminoğlu aşk, gurbet, din-tasavvuf, vatan-millet, tabiat, sosyal konular, gibi temalar başta olmak üzere gözlemlediği her konuda başarılı şiirler söyler.
Âşık Sıtkı Eminoğlu bildiği halk hikâyelerini yazılı kaynaklardan okuyarak, plak veya kasetlerden yahut usta âşıklardan dinleyerek öğrenmiştir. Köroğlu'nun Üç Kolu: Köroğlu'nun Ayvaz'ı Kaçırması, Köroğlu Han Nigar, Keloğlan'ın Kırat'ı Çalması; Ercişli Emrah ile Selvi Han, Telli ile Necip, Ali İzzet, Âşık Garip, Yaralı Mahmut, Şahsenem (Altınışık 2008: 39-40) gibi halk hikâyeleri âşığın hikâye repertuvarını oluşturur. Mahallî seviyede televizyon programlarına katılan âşığın sosyal medyada da aktif olarak yer aldığı görülmektedir. Âşık Sıtkı Eminoğlu ve şiirleri hakkında bir kitap (Altınışık 2018) yayımlanmıştır.
Altınışık, Muhammet Emin (2018). Âşık Sıtkı Eminoğlu, -Hayatı, Sanatı ve Şiirlerinden Seçmeler-. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yay.
Kırkkılıç, Ahmet, vd. (1997). Geleneksel Türkiye Âşıklar Yarışması (1990-1996). Erzurum: Erzurum Halk Ozanları Kültür Derneği Yay.
Özarslan, Metin (2001). Erzurum Âşıklık Geleneği. Ankara: Akçağ Yay.
Sıtkı Emen, 1950 Erzurum Hasankale, İlkokul mezunu, serbest meslek. [08.02.1996 tarihinde Metin Özarslan tarafından Erzurum’da yapılan görüşme. Görüşmenin ses kaydı ve deşifre metni M. Özarslan'ın arşivindedir].