DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 15 Temmuz sonrası gerçekleşen haksız ‘FETÖ’ tutuklamalarından biri olarak kabul edilen Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç hakkında açıklanan AİHM kararını değerlendirdi.
ANKARA (İGFA) - DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yazılı yaptığı açıklamasında Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç hakındaki AİHM kararını paylaştı. Kararın detaylarına ilişkin bilgiler paylaşan Yeneroğlu, karar için “malumun ilamı” yorumunu yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 31 Mayıs 2022 tarihinde açıkladığı Taner Kılıç/Türkiye kararında FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç'ın özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildiğini anımsatan Yeneroğlu, "Kılıç 2017 yılında; ByLock programı kullandığını gösterir bir belge ve kız kardeşinin Zaman gazetesi editörü ile evli olduğu, çocuklarının sonradan kanun hükmünde kararname ile kapatılan okullara gittiği ve Bank Asya’da hesabının bulunduğu bilgilerine dayanılarak tutuklanmıştır" dedi.
Yeneroğlu, Kılıç hakkında, kamuoyunda Büyükada Davası olarak bilinen dava kapsamında da ikinci bir dava açılmış ve belirtilen delillere ek olarak Kılıç’ın insan hakları aktivistlerince Büyükada’da düzenlenen toplantının organizatörlerinden olması, terör örgütleri ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerle mesajlaşmalarının olması, Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında ortaya çıkan insan hakları ihlallerine ilişkin kampanyalara katılması gibi gerekçelerle tutuklamanın devamına karar verildiğini anımsattı.
"AİHM, her iki konuda da çok önemli tespitler yaparak tutuklama kararlarının haksızlığını ortaya koymuştur" diyen Yeneroğlu, yazılı açıklamasında, “Öncelikle, ilk tutuklama kararına dayanak teşkil eden hususların tamamı bakımından ‘yasallık’ vurgusu yapılmıştır. Mahkemeye göre; yalnızca şifreli bir iletişim aracı olan ByLock’u indirmek, kullanmak veya herhangi bir mesaj alışverişinin özel mahiyetini koruma biçimine başvurmak, tek başına objektif bir gözlemciyi yasadışı veya suç teşkil eden bir faaliyetin söz konusu olduğuna ikna edebilecek bir unsur değildir. Şifreli, kripto veya özel ve gizli mesajlaşma imkânı sağlayan bir programın kullanımının terör örgütü üyeliğine delil teşkil edebilmesi için şifreli haberleşme programının örgüt faaliyeti kapsamında kullanıldığını gösteren mesaj içeriklerinin veya mesaj içerikleri tespit edilemese bile kriminal örgüt faaliyeti kapsamındaki konular bağlamında (context) mesaj alınıp verildiğinin ortaya konulması veya ilgili başka unsurlarla desteklenmesi gerekmektedir" ifadelerine yer verdi.