Aynı karedeki acı ve eğlence toplumsal duyarlılığı sorgulattı!

Aynı karedeki acı ve eğlence toplumsal duyarlılığı sorgulattı!

Aynı karedeki acı ve eğlence toplumsal duyarlılığı sorgulattı!

Bolu Kartalkaya’daki otel yangını enkazında cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tabloyu değerlendiren Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Aynı karede acı ve eğlenceyi buluşturan bu manzara, bugün empati ve toplumsal duyarlılık adına geldiğimiz noktayı sorgulamamız gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor.” dedi.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Kartalkaya’daki oteldeki yangın enkazında hâlâ cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız bir şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tabloyu değerlendirdi.

Prof. Dr. Barış Erdoğan, yangın sonrasına yaşananlara ilişkin, Kartalkaya’daki oteldeki yangın enkazında hâlâ cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız bir şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tablonun toplum olarak vicdanları bir kez daha derinden yaraladığını ifade etti.  

Toplumumuzun kültürel belleğinde yüzyıllardır derin kökleri olan yas, dayanışma ve komşuluk gibi kavramların büyük ölçüde aşındığına tanık olunduğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Eskiden, yakın bir çevremizde cenaze olduğunda bırakın eğlenmeyi evde televizyon veya radyo açmaktan bile kaçınırdık. Yüksek sesle gülmeyi bile uygun bulmayan bu yaklaşım, Anadolu irfanının derin bir empati kültürüne nasıl ev sahipliği yaptığını gösteriyordu. Böyle bir tavır, sadece nezaket kuralı değil aynı zamanda kederli olanın acısını yüreğimizde hissetmenin bir yansımasıydı. Gelgelelim, günümüzde bu duyarlılığın giderek zayıfladığını görüyoruz. Orman yangınları ya da depremler gibi büyük felaketler söz konusu olduğunda, olaydan etkilenmeyen bazı kesimlerin hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmesi bunun en somut göstergesi. Oysaki eskiden tasada ve sevinçte ortak bir ‘millet olma’ bilinci vardı; bu da felaketler karşısında kenetlenmemizi, acıyı bölüşüp dayanışmayı mümkün kılıyordu. Bugün ise bu paylaşma duygusunun zayıfladığını gözlemlemek ne yazık ki zor değil" diye konuştu.

HEM DAYANIŞMA REFLEKSLERİMİZ KÖRELİYOR HEM DE EMPATİ KÜLTÜRÜMÜZ EROZYONA UĞRUYOR!

Bu değişimin ardında çeşitli etkenlerin yattığını da kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Öncelikle, modern şehirleşme ve bireyselleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, kendimizi kolektif bir yapının parçası gibi görmek yerine özel alanlarımıza çekilmeyi daha çok tercih eder hâle geldik. Kendi hayatlarımıza ve sorunlarımıza odaklanmak, toplumsal sorumluluk ve hassasiyeti ikinci plana itiyor. Böylece hem dayanışma reflekslerimiz köreliyor hem de empati kültürümüz erozyona uğruyor. Buna ek olarak, günümüzün popüler kültürü ‘anı yaşamak’ ve ‘hayattan keyif almak’ mottoları üzerine kurulu. Tüketim kültürü, bizi durmaksızın yeni deneyimler, alışveriş ve eğlencenin peşinde koşturmaya yönlendiriyor. Sürekli değişen, hızla akıp giden gündem içinde, toplumsal acılar ve kayıplar kısa sürede gündemden düşüyor.” dedi.

Bu arada sosyal medyanın bu süreçteki etkisinin de yadsınamaz olduğunu belirten Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Toplumsal acılar ve kayıplarla ilgili haberler çok hızlı biçimde dolaşıma giriyor fakat aynı hızla gündemden düşüyor. Bu durum bazen ‘duyarsızlaşmaya’ kapı aralıyor. Eskiden yerel ölçekte yaşanan acılar çevredekiler tarafından daha uzun süre hissedilir ve paylaşılırdı; oysa şimdi dünyanın her köşesinden felaket görüntüleriyle sürekli karşılaşan insanlar, olağan dışı durumlara bile hızla alışabiliyor. Özellikle ‘Bana bir şey olmadı, o hâlde şanslıyım’ düşüncesi, acıyı görmezden gelmek ve onu zihinsel olarak uzak tutmak için kullanılan bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.

Unutulmaması gereken temel gerçeğe işaret eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Acılar paylaşıldıkça hafifler. Yas tutmak ya da en azından yas tutanlara ve kayıplara saygı göstermek, yalnızca eski bir gelenek değildir; aynı zamanda bir toplumu toplum yapan temel değerlerden biridir. Eğer bu değerleri korumak istiyorsak, dayanışmayı yeniden canlı tutacak, empatiyi güçlendirecek adımlar atmamız gerekiyor" dedi.


Haber Kaynak : İGFA

Üsküdar Üniversitesi, ilk hekimlerini gururla uğurladı

MİT’ten FETÖ’nün finans ağına operasyon! HAKMAR ve TATBAK’a kayyum atandı

64 ilde FETÖ'ye 306 gözaltı!

İşte 2025'in ABD'de okuyan en başarılı 25 Türk öğrencisi

TÜMKİAD Edirne Başkanı Oğuz Kurum'dan Ankara temasları

İSO’nun ikinci 500 listesinde Salihli’den 6 firma yer aldı

15 Temmuz treni 90 bin kilometre yol kat edecek

Moskova’da 'Rusların Gözünden 15 Temmuz' programı

15 Temmuz şehitleri “253 Portre” ile anıldı

İstanbul Valiliği: Bayrampaşa’daki olayın Kürtçe müzikle ilgisi yok

Milletin yazdığı diriliş destanı 9. yılında

DMM: Bayrampaşa’daki iddialar gerçeği yansıtmıyor

Esenyurt Belediye Başkanı tahliye edildi... CHP İstanbul: Halk iradesi gasbediliyor!

Konut yatırımında yeni sahne! İngiltere Investments güvencesiyle başrolde Mustafa Sandal!

İstanbul’da kırmızı bültenli suç örgütüne operasyon: 89 gözaltı!