Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin Gelire Endeksli Senet girişimini eleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Nebati GES'ten sonra YES, yani Yandaş Endeksli Senet çıkarırsa şaşırmayın" dedi. Akşener, konuşmasında ekonomiye yönelik eleştirilerini sürdürdü.
ANKARA (İGFA) - Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KYK yurtlarında yaşanan intiharları gündeme getirdi. Akşener, "Öğrencilerimizin yaşadığı barınma sorunu; onları dernek ve vakıflara ait, özel yurtlara mecbur bırakırken... KYK yurtlarının başıboş yönetimlerin eline bırakılmasına göz yumamayız" dedi.
Akdeniz Üniversitesi'ndeki intiharlara değinen Akşener, Elmalılı Hamdi Yazır yurtlarında yaşananların soruşturulması için konunun takipçisi olacaklarını açkladı.
Bu arada Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıkladığı gelire endeksli senet (GES) girişimini eleştiren Akşener, "Meğer devlet hava meydanları ile kıyı emniyetinin gelirlerini pazarlıyorlarmış. Bu gelirler daha önce millete harcanırken şimdi GES alan tasarruf sahibine gidecek" dedi. Akşener, "Nebati GES'ten sonra YES, yani yandaş endeksli senet çıkarırsa şaşırmayın" yorumunda bulundu.
Akşener, ayrıca kur korumalı mevduat hesabının ülkemize maliyeti 200 milyar lirayı bulacağını söyledi.
Ekonomik eleştirilerini sürdüren Akşener, döviz kuru, enflasyon ve gıda fiyatlarının uzaya çıktığını iddia etti.
https://youtu.be/-U3Ui0nXxqo
SEL FELAKETLERİ
Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki sel felaketlerine dikkat çeken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerini iletti.
Ülkede yaşanan doğal afetlerin giderek artmasının sebebinin doğanın bir mesajı olduğunu belirten Akşener, "Yaşadığımız bu felaketlerle bize fark ettirilmek istenen bir gerçek var. 2 gün sonra, yani 17 Haziran günü Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü. İklim krizi, tüm dünyayı ama özellikle de konumu nedeniyle ülkemizi derinden etkileyen acil sorunlarımızdan biri. Ülkemizin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, ’Antropojenik’, yani insan eliyle meydana gelen iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle gittikçe daha da kuru bir bölge hâline geliyor. Türkiye maalesef ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke. Kuraklığa, arazi bozulmasına ve çölleşmeye karşı son derece kırılganız. Yapılan değerlendirmelere göre topraklarımızın yaklaşık yüzde 60’ı çölleşmeye eğilimli. Yağış dağılımında iklim krizi nedeniyle gerçekleşeceği öngörülen değişimler, daha aşırı yağış olaylarına ve uzun süreli kuraklıklara yol açarak, ülkemizin toprak erozyonuna karşı kırılganlığını maalesef daha da arttıracak. Ayrıca, ısınma nedeniyle göller ve akarsular gibi su kaynaklarımızdaki kayıpların derin bir su krizine yol açması riskiyle de karşı karşıyayız. Bu risk artan maliyetlerden dolayı toprağını boş bırakmak zorunda kalan, suya erişemeyen ya da erişse bile çok yüksek fiyatlarla erişen çiftçilerimiz için çok daha hayati” diye konuştu.