Fetullahçı Terör Örgütü`nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Atatürk Havalimanı`nın ele geçirilmeye çalışılması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95`i tutuklu 159 şüpheli askerle ilgili hazırlanan iddianamede, olay yerinde bulunan, aralarında polis ve hava trafik kontrolörlerinin de bulunduğu 128 tanığın beyanı yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamede, olay yerinde bulunan polisler, hava trafik kontrolörleri, vatandaşlar ve havalimanı görevlilerinin de aralarında bulunduğu 128 kişinin tanık olarak alınan beyanlarındaki ayrıntılar dikkat çekti.
Havalimanı ana kontrol noktasında komiser yardımcısı olarak görev yapan Dursun Ali Gül, tanık olarak verdiği ifadesinde, E-5 tarafından bir zırhlı araç, bir de personel tas¸ıyıcının ana yol kontrol noktası önüne geldiğinde bir subayın araçtan inerek "yönetime el koyduk" dediğini belirterek nöbetçi müdürlerinin de bu subayla konuştuğunu söyledi.
"ZIRHLI ARAÇ HAREKET EDEREK VATANDAŞI EZMEYE ÇALIŞTI"
Kontrol noktasına gelen şube müdürlerinin subayla konus¸ması ve halkın yog?un s¸ekilde tepki göstermeye başlaması üzerine tankın geri dönerek gitmeye bas¸ladığı bilgisini veren Gül, şunları kaydetti:
"Bu sırada da s¸ube müdürümüzün, `kuleye kos¸un` talimatına istinaden kuleye dog?ru görevlilerimiz ve halk ile kos¸tuk, kule giris¸inde gerekli tedbirleri aldık. Bir süre sonra 2 adet zırhlı askeri araç geldi. Vatandas¸lar araçların üzerine çıkmaya ve askeri personele müdahale etmeye bas¸ladı. Bu sırada zırhlı araç hareket ederek vatandas¸ı ezmeye çalıs¸tı. Vatandas¸ların birisi minibüs tarzı bir aracını, zırhlı aracın önüne koydu. Zırhlı araç da üzerine çıkıp aracı ezdi, daha sonra oradan ayrıldı."
Gül, burada kalan bir zırhlı aracın özel harekat polislerince üzerine çıkılarak içindeki askerleri silahlarıyla birlikte aldığını dile getirerek, iç hatlar geliş gelis¸ katında da bir grup askerin, görevliler ve halk tarafından bir büfede etraflarının çevrildiğini söyledi.
Askerleri çeviren halkın arasından askerleri gözaltına alarak linç edilmesini engellemek için terminal içerisinde güvenli bir yere aldıklarını anlatan Gül, ifadesinde şunları anlattı:
"Daha sonra cumhurbas¸kanımızın limanımıza geleceg?i bilgisi halka verilerek halkın terminalden gitmesini sag?ladık. Terminalin sakinles¸mesiyle birlikte kuleye döndük. Orada askerler silahlarıyla birlikte gözaltına alınmıs¸tı. Sonra telefonların toplanması talimatı verdik. Bu askerlerin halkın arasından linç giris¸imine ug?ramadan nasıl çıkarabileceg?imi düs¸ündük. Yaklas¸ık 10-15 dakika sonrada F16`lar alçak uçus¸ yapmaya bas¸ladılar. Apron kısmına bir araç geldi ve askeri personeli araçla yolladık."
"SAAT 22.30`DA PLANSIZ UÇAN ASKERİ KARGO UÇAĞI: PUMA 21"
Uçak teknisyeni olan tanıklardan Sezai Og?uz Sarı da askeri araçların E-5 karayolu tarafından havalimanı giris¸ine dog?ru gittig?ini gördüğü ve beraber çalıs¸tıg?ı Erdem Karaz isimli arkadas¸ının, "acil olarak bas¸bakanın uçag?ını uçus¸a hazır hale getireceklerini" söylediğini aktararak, "Ben de ivedilikle üniformamı giyindim ve uçag?ın bulundug?u yere gittim. Konuşmalardan önemli bir durum oldug?unu anladım, haberlere baktıg?ımda bir darbe giris¸imi oldug?unu ög?rendim. Anons üzerine herkes gibi hangara geçtim. Silah sesi duydum. Çıkmak isteyen sivil vatandas¸ları B kapısına yönlendirdim. Daha sonra November park alanına dog?ru kalabalıg?ın oldug?u yere dog?ru gittim ve yaklas¸tıg?ım esnada tekrar insanların üzerine dog?ru ates¸ açıldı. I·ki vatandas¸ın vurulmus¸ oldug?unu gördüm. Orada bulunan TGS yer hizmetleri bagaj tas¸ıma aracının üstüne 2 vatandas¸ı yatırdık ve araç sürücüsüne s¸irketimizin revirine götürmesini söyledim." ifadelerini kullandı.
İddianamede, hava trafik kontrolörü olarak görev yapan tanık I·sa Boztemir`in plansız uçma için motor çalıştırma izni isteyen askeri kargo uçağı pilotuyla ilgili bilgilere yer veridi.
Havalimanında saat 21.30`da görevi aldıg?ında herhangi bir sıkıntının olmadığını ve saat 22.00 sıralarında askeri aprondan Puma 21 Cagn isimli CN35 tipindeki askeri kargo uçag?ının pilotunun plansız bir s¸ekilde kendisinden motor çalıs¸tırma izni istediğini belirten Bozdemir, şunları söyledi:
"Bu pilot izin isterken ve sonraki yapmıs¸ oldug?umuz turna konus¸malarda ismini vermedi. Zaten normal uçus¸larda dahi hiçbir pilotun ismini bilmeyiz. Askeri, polis, VIP acil durum olarak belirttig?inde plansız uçus¸ gerçekles¸ebiliyor. Puma 21 isimli kargo uçag?ı izin istedig?inde planının olmadıg?ını ihtar ettim ve s¸efim Enver Yavuz` a bilgi verdig?imde acil durum olup olmadıg?ını sormamı istedi. Puma 21 ile irtibata geçip, `Acil durum mutabık mıyız?` s¸eklinde sordug?umuzda, `evet` yanıtı gelince, manuel olarak uçus¸ planı yaparken, `gidis¸ istikametini havada bildireceg?ini` söyledi ve piste gidis¸ için izin istedi. İzni verdikten sonra halen piste gitmedig?ini sordug?umda, hala park halinde oldug?unu söyledi. Yeniden izin istedig?inde kule olarak ben izin verdim ancak sonrasında park halinde oldug?unu söyledi. Bu bir kaç defa oldu. Bu, anormal bir durum deg?ildir. Bu kargo tipi uçak 22.30 sıralarında verdig?im izin sonrasında uçus¸ yaptı. "
Bozdemir, bu uçus¸ sırasında ülkede ve havalimanında terör faaliyetleri yönünden tedbir oldug?unu internetten ve diğer kanallardan duyduklarını ancak kendilerine bu konuda kimsenin resmi bir bilgi vermediğini anlatarak, "Sonrasında darbe olduğunu öğrendik. Darbe oldug?unu ög?rendikten 10-15 dakika sonra devlet konukevinden TRK20 Cagn isimli VN- Türkiye Cumhuriyeti sivil VIP uçag?ı plansız olarak, `acilen kalkmam gerek` diye birkaç defa söyleyerek motor çalıs¸tırma izni istedi. Manuel olarak motor çalıs¸ma iznini doldurdum." ifadelerini kullandı.
Pistte uçus¸ için tüm Türkiye`deki hava yollarının Brüksel merkezli Avrupa havacılık örgütü (Euro Control) tarafından kullanılan sistemden nereye gideceg?i bilgisinin düs¸tüğünü anlatan Bozdemir, yaşanan olaylardan dolayı bunu kontrol edemediğini ve uçus¸ yapan kis¸inin kim oldug?unu bilmediğini söyledi.
Tanık İsa Bozdemir, normal s¸artlarda kimin uçus¸ yaptıg?ının bildirildiğini ancak darbe oldug?u için bu bilgiyi aramadıklarını ifade ederek, söz konusu uçağın saat 23.00 sıralarında kalktığını belirtti.
"TACİZ EDEN F16 `LARLA DEFALARCA İLETİŞİM KURMAYA ÇALIŞTIK"
Hava trafik kontrolörlerinden tanık Metin Çelebi ise hava kontrol kulesinin özel harekat ekiplerinin operasyonuyla askerlerden alındıktan sonra iki F16 uçag?ının sürekli olarak alçak uçus¸ yapıp havalimanı üzerinde sonik patlama yaparak taciz ettiğini anlattı.
Bu uçaklardan birinin Transponder (F16 oldug?unu ve gitmis¸ oldug?u yönü gösteren sistem) açık s¸ekilde gezdiğini belirten Çelebi, şunları kaydetti:
"Nereye gittig?i belli oluyordu. Transponderdan açık olan uçak Ankara ili sınırlarına girdikten soma monitörden kayboldu. Bu Ankara iline inis¸ yapmıs¸ da olabilir ve ya burada transponden kapatmıs¸ da olabilir. Bu konuda bilgim yoktur. Biz kule olarak bu uçaklarla radyotelefon (uçakla kule arası iletis¸im kuran sistem) ile defalarca iletis¸im kurmaya çalıs¸tık ancak bu uçaklardan hiçbir cevap alamadık. Bir helikopter saat 07.00 sıralarında cumhurbas¸kanının ve halkın bulundug?u devlet konuk evi üzerinde yaklas¸ık 3 dakika sorti yaparak taciz etti. Yine iletis¸im kurmaya çalıs¸tık ancak herhangi bir cevap veren olmadı."
"ARAYAN ASKER TANIMSIZ HELİKOPTER VE İÇİNDE VIP OLAN UÇAK SORDU"
İddianamede, hava trafik kontrolörü tanıklardan Duygu Özgür Durlu`nun da, saat 22.30 sıralarında Kütahya`dan kendilerini arayan bir askerin "Tanımsız helikopter takip edip etmedig?imizi" sorduğunu aktararak, şu beyanlarda bulundu:
"O sırada takip etmiyorduk, ben de bu s¸ekilde cevap verdim. Daha sonra yanlıs¸ hatırlamıyorsam Kütahya`dan asker aradı ve `o an havada olan bir uçag?ın içinde VIP olup olmadıg?ını` sordu. Ben de, `VIP Kod 9 var` dedim. VIP Kod 9`un kime ait oldug?unu bilmem. Daha sonra darbe oldug?unu arkadas¸larımdan ve sosyal medyadan ög?rendim. Ben havaalanında asker görmedim ama arkadas¸lar gelebileceg?ini söyledi. Saat 23.30 sıralarında askerlerin havaalanına geldig?ini vatandas¸lar ve polisin daha sonra askerleri etkisiz hale getirdig?ini ve teslim aldıg?ını ög?rendim. Saat 02.00 sıralarında jetler alçak uçus¸ yapmaya bas¸ladı ve biz tedirgin olduk. Sabah saat 08.30 sıralarında görevimi devrederek ayrıldım."
BAŞ DÖNDÜREN HAVA TRAFİĞİ DEVRİ
Kontrolör olan tanıklardan Dilek Eralp Daştan da, darbe girişi saatlerinde smart kulede yaklas¸ma kontrol ofisinde olduğunu ve darbe haberlerini saat 22.30 gibi televizyondan ög?rendiğini belirterek, "Saat 02.00 sıralarında iki jet havalimanı üzerinde uçmaya bas¸ladı alçak uçus¸ yaparak bomba olarak düs¸ündüg?ümüz çok s¸iddetli sesler çıkardı. Bu uçus¸lar bir süre devam etti. Sabah saatlerinde ise 2 adet Skorsky helikopter bilgisini kule haber verdi, helikopterlerin kimlig?inin belirsiz oldug?unu ve tespit edemediklerini söyledi. Bunun üzerine uçus¸lar bir süre daha durduruldu. Yanlıs¸ hatırlamıyorsam Balıkesir`den jetler gelerek kule ile irtibatlı halde bu helikopterleri kovaladı sonrasında uçus¸lar normale döndü." şeklinde beyanda bulundu.
İddianameye, tanık olarak bilgisine başvurulan hava trafik kontrolörü Elvin Bahçecik, darbe girişimi gecesi İstanbul ve Ankara arasında hava trafiğinin devredilmesiyle ilgili bilgiler verdi.
Bahçecik, saat 23.45 sıralarında kule s¸efi Enver Yavuz`un arayıp "kuleye askerlerin geldig?ini ve kalkıs¸ların durduruldug?unu" söylediğini aktararak, inis¸ uçaklarını indirmeye devam ettiklerini anlattı.
Yaklaşık bir saat sonra tekrar kule s¸efinin arayarak iç hat uçus¸larının kesildig?ini yalnızca dıs¸ hatların kabul edileceg?ini söylediğini ifade eden Bahçecik, "Ben de, `yakındaki uçakları alabilir miyiz?` diye sordum, `olmaz` dediler, gelis¸leri I·stanbul dıs¸ına yönlendirdim. Ankara ACC`ye (Türkiye Hava Trafik Kontrol Merkezi) haber verdim, onlarda gerekli is¸lemleri yaptılar. 00.50 civarında smart binası önündeki halk kalabalıg?ı çog?aldı ben de trafig?i Ankara`ya devrettim. Bir müddet böyle bekledik. Saat 02.10 civarında Ankara, `hava sahasının karıs¸tıg?ını` söyledi, trafik kontrolünü geri devrettiler. Bu sefer 03.30 sıralarında havalimanında patlama sesi tarzında bir ses duyduk ancak bunun daha sonra jetlerin çıkarttıg?ı sesler oldug?unu anladık. Hava trafig?ini bombalı saldırı olabilir gerekçesiyle tekrar Ankara`ya devrettik. 05.10`da durumun yatıs¸ması ve kontrol altına alınması nedeniyle tekrar kontrolü Ankara`dan geri aldık."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN`IN UÇAĞI
Elvin Bahçecik, baş müdür yardımcıları Kemal Alataş`ın, "THY 8456 Dalaman I·zmir plan doldurmus¸ G5 tipi bir uçag?ın I·stanbul Atatürk Havalimanına, eg?er müsait deg?ilse Sabiha Gökçen Havalimanına inis¸e kabul edileceg?ini" belirttiğine dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ı İstanbul`a getiren uçakla ilgili şunları anlattı:
"Kuleyle yapılan koordine sonunda, `apronda kontrolsüz gruplar oldug?u, inis¸in güvenli olmayacag?ı` söylendi, bu bilgiler Ankara tarafından Biga üzerinde bekleme yapmakta olan uçag?a bildirildi, içerisinde de VIP oldug?u söylendi. Bir süre sonra kule tekrar aradı, `35 sol pistinin temizlendig?i, ilgili uçag?ın güvenlik içerisinde indirilebileceg?i` söylendi. Bu bilgiler ilgili uçag?a iletildi. Türk Hava Yolları 8456 frekansımıza çıktı, kendisine, `35 sol pistine inebileceg?i, V apronuna park edeceg?i, ayrıca Akıncı meydanından kalkıp hava trafik otoriteleri ile hiç temas kurmadan I·stanbul kuzeyinde dolas¸an F16`nın bilgisi de verildi. THY 8456 kaptanı, Atatürk`e inis¸ kararı verdi, 03.18`de indi. Bu inen uçag?ın cumhurbas¸kanımıza ait oldug?unu ög?rendik. Sabah 06.50`de kule, `2 tane askeri helikopterin meydan civarında kontrolsüzce dolas¸tıg?ını, meydanın uçus¸lara kapandıg?ını` bildirdi. Bir süre sonra Ankara`dan kalkan bir F16`nın helikopterleri vurmak üzere I·stanbul`a geldig?i ve kendisine destek olunması bilgisi verildi. I·lk askerlerin geldig?inin görülmesi esnasında ıs¸ıkları kapattık, kapılara dolap ile bariyer yaptık, tedbirler almaya çalıs¸tık, yukarıda anlattıklarımdan sonra ilerleyen saatlerde havalimanı emniyet açısından kontrol altına alınmasından sonra bulundug?umuz yerden saat 08.30 sıralarında çıktık dig?er ekibe görevimizi devrettik."
VATANDAŞIN İKNA ÇABASI SONUÇ VERMEDİ
İddianamede, darbe girişimini duyduktan sonra havalanına gitmeye çalışan ve bu sırada yolda karşılaştığı askerlerle yaşadıklarını anlatan tanıkların beyanları da dikkat çekti.
Tanık Mücahit Çiğdem, saat 23.00 civarında haberlerde bas¸bakanın "ülkede darbe giris¸iminde bulunuldug?u" ifadesi ve akabinde spikerlerin, "Atatürk Havaalanı`nda 4- 5 tankın olduğu" yönünde beyanlarından sonra Bas¸aks¸ehir`deki evinden havaalanına dog?ru yola çıktığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Basın Ekspres Yolunda Havaalanına 2-3 kilometre kala yolda hareket halinde bir tankı gördüm. Hemen aracımı tankın önüne çekerek durdum ve tankın da durması üzerine konus¸mak üzere tanka dog?ru gittim. Tank üzerindeki subaya ve erlere hitaben, `yaptıklarının anayasa ve kanunlara aykırı oldug?unu, suç tes¸kil ettig?ini, mes¸ru hükümete kars¸ı darbe giris¸iminin oldug?unu` ifade ettim. Onlarsa `üstten gelen emirlerini yerine getireceklerini` beyan ederek bana hakaretlerde bulunup gitmemi istediler. Ayrıca, `havaalanında daha çok tank bulundug?unu` beyan etmeleri üzerine ben aracımla havaalanına dog?ru gittim. Havaalanına vardıg?ımda burada çok tank vardı. Her bir tankın üzerinde ve yanında askerler ile subaylar bulunuyordu. Askerlerin her biri ile tek tek konus¸maya çalıştım ve `yaptıklarının yanlıs¸ oldug?unu, kanunsuz emir oldug?unu, suç tes¸kil ettig?ini, yaptıklarının bir darbe oldug?unu` beyan ettim. Ancak hem erler hem de subaylar çok kararlı bir s¸ekilde ve ne yaptıklarını bilerek, `kendilerinin dog?ru oldug?u, darbe yaptıklarını, sıkıyönetim ilan edildig?ini, benim uzaklas¸mam gerektig?ini` ifade ettiler. Bir kaç saatlik mücadele sonucunda bu er ve subaylar tankları dog?rudan halkın üzerine sürerek yanımda bazı insanları ezdiler.
Tankların içerisinde bulunan erlerle subayların tüm uyarılarıma rag?men bilerek ve isteyerek darbe teşebbüsüne katıldığını belirten Çiğdem, "Özellikle erlerin tatbikat amacıyla deg?il en bas¸tan bu yana bir darbe giris¸imin içerisinde olduklarını düs¸ünüyorum. Çünkü benim muhatap oldug?um bütün erler, olaydan haberdar ve ne yaptıklarının bilincinde olan kis¸ilerdi. Bu kis¸iler, sevk ve idarelerindeki tankları insanların üzerine sürmüşler, insanları bilerek ve isteyerek ezmişler, insanlara ates¸ ederek darbenin gerçekles¸mesi için halk üzerinde korku olus¸masını sag?lamıs¸lardır." şeklinde beyanda bulundu.
Kaynak: SABAH.COM.TR