Önce `Best Model of Turkey`de, ardından da `Best Model of the World`de birinci seçilerek dikkatleri üzerine çeken Onur Seyit Yaran`ın; oyunculuk kariyerindeki ilk projesi TRT izleyicileriyle buluştu. `Kalk Gidelim` dizisinde pek çok usta isimle birlikte kamera karşısına geçen Yaran; metropol hayatında işlerin kötü gitmesi sebebiyle, köy hayatına geçmek zorunda kalan zengin bir ailenin çocuğunu canlandırıyor. Tabii köy hayatına adapte olmaya çalışırken, gönlünü de çobanlık yapan bir kıza kaptırıyor. Biz de kendisiyle ağılda buluşup kuzuların, koyunların arasında sohbet ettik.
Eskilerin tabiriyle `artist olma` fikri nerden çıktı?
Mankenlikle sektöre girdim diyebilirim.
Hep sporun içindeydim ve arkadaşlarımın ısrarıyla Best Model of Turkey yarışmasına katıldım. Açıkçası çok büyük bir beklentim yoktu ve `Benim için tecrübe olur` diyordum. Sonrasında her Best Model gibi beni de oyunculuğa yönlendirdiler. Tabii ki benim de aklımda her zaman oyunculuk vardı. İki senedir hayalini kurduğum yerdeyim, o yüzden her zorluğa göğüs gererim. benden öncekilerin izindeyim
Mankenlik, oyunculuğa geçmek için neden basamak olarak görülüyor?
Türkiye`de moda adına çok fazla etkinlik yok. Oyunculuk farklı bir alan ve getirisi daha iyi olduğu için herkes oyunculuğa yöneliyor. Best Model`e bakacak olursak; o organizasyon sadece mankenlik değil, aslında bir kariyer yarışması. O yüzden ben de, benden öncekilerin izinde gitmeye çalışıyorum ve Türkiye`de kabul edilmiş bir aktör olmak istiyorum.
Bu pırıltılı dünyaya girmenize ailenizin tepkisi ne oldu?
Önceden futbol oynuyordum ve sahada olmayı, sahnede olmaya benzetiyordum.
Görüntünün iyi olmasına gerek yok, sporla ilgilenen insanlar özgüvenli ve elinde bir bilezik fazladan olduğu için zaten diğer insanlardan bir tık daha farklı görünür. O yüzden ailem şaşırmadı, hatta çok bekledikleri bir şeymiş gibi karşıladılar. Sporla ilgilendiğim için oyunculuk eğitimi alamadım.
Oyunculuk eğitimi alamamanın eksikliğini hissediyor musunuz?
Geç kaldığımı düşünmüyorum. Yetenek biraz da bulaşıcı bir şey, o yüzden hep yetenekli ve kaliteli insanlarla bir arada olmaya çalışıyorum. Zaten yarışmadan itibaren sıkı bir eğitim aldım, oyuncu koçuyla çalışıp açığımı kapatmaya çalışıyorum.
1.65 boyunda, 90 kilo olsaydınız, aynaya baktığınızda ne hissederdiniz?
Çok fazla fark etmezdi, kendimle barışık olurdum. O vücut standartlarına göre bir role girmek isterdim ama oyunculuk hedefimden vazgeçmezdim. İstanbul`dan gelen zengin bir çocuğu oynamak yerine; zor para kazanan, tıfıl bir çocuğu oynardım. (Gülüyor) Şaka bir yana, dış görüntüden çok zekaya inanırım.
Nasıl düşündüğün ve nasıl davrandığın daha önemlidir. Fiziksel özelliklerimin tam tersine sahip olsaydım da, zekamla herkesi etkilemeye çalışırdım.
Bir şekilde kendinizi yeterli hissedemediğiniz ve kendinizle yüzleştiğiniz durumlar var mı?
En başlarda oyuncu koçum çok poz kestiğimi söylüyordu. Herhalde bu mankenlikten gelen bir şeydi ve bu konuda çok eksiktim. Oyunculuk performansımdan daha çok, kamera karşısında nasıl göründüğümü önemsiyordum, başta bunu kırmaya çalıştık. Bazı yerlerde sadece iyi görünen insanlar olacak, çünkü televizyon görsel bir şölen; yetenek ve görüntü bir aradaysa çok daha güzel olur.
DOSTLARIM BENİ TÖRPÜLEDİ
Podyum dünyasının çetrefilli olduğu söylenir. Öyle mi?
Zor tabii ki, her yerde olduğu gibi bu dünyada da bir rekabet var ama futboldan alışık olduğum için rekabete ve savaşmaya hazırım. Şov dünyasının tabii ki zor tarafları var, bu konuda kendime ve menajerim Emrah Yıldız`a çok güvendim.
Genç yaşta gelen bu başarıyla hayatınızda neler değişti?
İnsanlar beni tanımaya başladı. Bir kitle oluştu ve bu beraberinde bana büyük bir çalışma azmi getirdi. Dostlarım olduğumdan başka biri gibi davranmama müsaade etmediler. Onlara `Bana yakışmayan bir şey yaparsam beni frenleyin` demiştim. Şımardığımı hissettikleri anda; `Sen böyle değildin` dediler ve sivrilmeden beni törpülediler.
O İSİMLERLE OYNAMAK HAYAL GİBİ
`Kalk Gidelim` ile TV`ye adım attınız. Oyunculuk nasılmış?
Zormuş. Dizimizde adını sayamayacağım kadar çok usta isim var. Kalabalık sahnelerde bazen birine değmem bile bana bir şey öğretiyor.
O ustalarla aynı havayı solumak nasıl?
Ufuk Abi`yle (Özkan) sahnem olduğu zaman `Şu an onunla beraber oynayacağız, inanamıyorum` dediğim oluyor. Yıldız Kültür var, ninemi oynuyor; hayal gibi. Oyunculuk konusunda yanlış yaparım diyordum ama çok sıkı tutuyorum. Her gün tekrar tekrar bütün sahnelerimi çalışıyorum, sete hep ezberimi yapıp gidiyorum.
VÜCUDUMU ÖNE ÇIKARAN FOTOĞRAFLAR PAYLAŞMIYORUM
Sosyal medyayı iyi kullananlardansınız. Karizmayı çizdirmeyeyim diye paylaşımlarınızı kısıtladığınız oluyor mu?
Mecbur, her genç gibi ben de sosyal medyayı aktif kullanmaya çalışıyorum.
Çok fazla vücudumu ön plana çıkaran fotoğraflar koymamaya başladım. Evet, belki fiziğimle ödül aldım ama zaten bilen biliyor, gören gördü. En önemlisi, bana ve kariyerime zarar verebilecek ilişkilerden uzak durmaya çalışıyorum.
Kaynak: SABAH.COM.TR