Tarih: 13.07.2017 09:18

Canikli`den faizlerle ilgili kritik açıklamalar

Facebook Twitter Linked-in

Bu çok büyük bir tehlikedir. Bu konuyu istişare etmek için (bankacılarla) bir araya geldik. Kendi kanaatimizi aktardık, onlar kendi kanaatlerini söylediler. Burada alınmış hiçbir karar yok. Bizim onlara herhangi bir kararı dikte etmemiz söz konusu değil." dedi.

Canikli Bloomberg HT televizyonunda gündeme ilişkin soruları  yanıtladı.

Bir süre önce bankacılarla yaptığı toplantıya ilişkin bir soru  üzerine, AK Parti hükümetleri olarak ekonomide piyasa şartlarına müdahale  edilmemesinin kırmızı çizgilerinden biri olduğunu bildiren Canikli, bugüne kadar  piyasaya müdahale anlamına gelebilecek hiçbir adım veya kararları olmadığını  ifade etti.

Canikli, bazı sıkıntılı dönemlerde, zaman zaman akademik çevreler de  dahil olmak üzere, bazı kesimlerin "piyasaya bazı müdahalelerin yapılması  gerektiği" yönünde görüş ve telkinleri olduğunu, hatta bilimsel altyapı  oluşturularak bu telkinlerin yapıldığını dile getirerek, "Ama bugüne kadar hiçbir  şekilde ekonomik olarak en zorda kaldığımız en çok sıkıştığımız dönemlerde dahi  bunlara hiç itibar etmedik, dikkate almadık, kesinlikle reddettik. Bunun Türkiye  ekonomisinin kredibilitesinin en önemli ayaklarından, taşıyıcı kolonlarından biri  olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Geçmişteki bazı uygulamalara ilişkin örnekler veren Canikli, 250  milyar liralık Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti uygulamasında, bazı bankaların  aşırı ihtiyatlı davrandığını, bu konuda banka yöneticileri ile bir araya  geldiklerini, istişarelerde bulunduklarını ancak hiçbir şekilde müdahalenin söz  konusu olmadığını kaydetti.

Bu bankaların son 1,5 aya kadar bu ihtiyatlı duruşunu devam  ettirdiğini dile getiren Canikli, "Bankacılarla istişarelerimiz sonucunda son 1,5  aylık zaman dilimi içerisinde toplam 140 milyar liralık KGF destekli kredi  kullanıldı. 286 bin firma kullandı. İnanılmaz bir şekilde rahatlama sağladı."  dedi.

Canikli, bankacılarla yaptıkları son toplantının amaçlarından birinin  yükselen mevduat faizleri ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak, diğerinin de  KGF uygulamaları nedeniyle bankacılara teşekkür etmek olduğunu bildirdi.

Mevduata verilen faizlerde yükselişin mayıs ayında başladığını,  haziran ayında ise tırmandığını aktaran Canikli, şöyle devam etti: "Bir anda 2-3 puan birden artmaya başladı. Bu çok büyük bir  tehlikedir. Sadece reel sektör için değil, bankacılığa da çok ciddi bir finansman  maliyet yükü getirecek. Mevduat faizi olarak yüzde 15-16 verdiğiniz zaman banka  yüzde 2-3 maliyeti koyup bunu en az yüzde 19-20 ile kredi olarak sağlayabilir.  Böyle bir rakamı sürdürme imkanı yok. Reel olarak da bakıldığında inşallah yıl  sonu itibarıyla yüzde 9 civarında bir enflasyonbekliyoruz. Ona göre  hesapladığınızda mevduatta yüzde 15`lik bir nominal faiz yaklaşık maliyetleri  düştükten sonra 4 puanlık, verilen faizin neredeyse yüzde 50 oranında bir reel  faizanlamına geliyor. Hiçbir ekonomi bunu kaldıramaz. Bunların geri dönüşü çok  büyük sancılı olur. En büyük zararı da bankalar görür. Bir şeyler yapmamız  gerekiyor. Hem KGF destekli krediuygulamaları için teşekkür etmek, hem de bu  konuyu istişare etmek için bir araya geldik. Kendi kanaatimizi aktardık, hepsini  tek tek dinledik, onlar kendi kanaatlerini söylediler. Burada alınmış hiçbir bir  karar yok. Bizim onlara herhangi bir kararı dikte etmemiz söz konusu değil ama  sonuçta bankacılık sektörü de biz de rasyonel davranmak durumundayız. Hepsinin de  rasyonel davranan ve düşünen kişiler olduğunu biliyoruz. Yarın bu kadar yüksek  faizli kredinin geri dönmeme ihtimali yükselince bundan yine en büyük zararı  bankacılık sektörü görecek. Belki hemen olmaz ama tedbiri önceden almak  durumundayız. Mevduata yüksek faiz uygulamasının rakamlara yansımaları daha 1-1,5  ay oldu. Eğer göz yumarsak 2-3 yıl sonraki dataları bozacak ama tedbiri şimdi  almazsanız o zaman yapacak bir şey kalmaz."

"YÜKSEK FAİZ VERİLEN MEVDUAT MİKTARI 500 KAT ARTTI"

Bankacılık sektörünün altın çağını yaşadığına dikkati çeken Canikli,  her bankanın sadece kendi hedefleri için karar aldığını, birbirleri ile görüşme  yapmadıklarını, bankacıların da yapılan toplantının zamanlaması ile ilgili  memnuniyet duyduğunu anlattı.

Canikli, mayısta yüzde 15 üzerinde faiz verilen mevduat miktarı 60  milyon lira civarındayken, haziran ayında 27 milyar liraya çıktığını ve 500 kat  birden arttığını dile getirerek, böyle bir yarış ile mevduat miktarının  artırılamayacağını, bunun mevcut kaynağın el değiştirmesi olduğunu, bu yarışın  bankaya bir fayda getirmeyeceğini söyledi. Canikli, "Toplantıda kağıda dökülmüş  veya sözlü hiçbir karar alınmadı, biz sadece beklentilerimizi, kanaatimizi  söyledik. Bizim yaptığımız bankacıları bir araya getirerek istişare etmek oldu."  dedi.

Faizlere ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine de Canikli, "Bir  tahminde bulunulabilir ama bu ancak bir tahmin olabilir. Orada çıkan tablodan  rasyonel olmayan ve ekonomik bir tabanı olmayan mevduata bu kadar yüksek faiz  ödeme uygulamasının çok kısa süre içerisinde makul seviyelere gelebileceğini  düşünüyorum. Piyasada fiyatları hiçbir şekilde biz belirlemiyoruz. O zaman  piyasaya hakaret etmiş oluruz. Önemli olan oluşacak fiyatın rekabet şartlarında  ama rasyonel ve ekonomik gerçeklerle örtüşen bir fiyat olması gerekir." ifadesini  kullandı.

Canikli, basında yer alan "50 bin avcı mudi" ile ilgili haberlerin  sorulması üzerine de, "Mevduat sahipleri üzerinden isimlendirilerek bir çalışma  yapılması çok vahim bir hadisedir. Hiçbir zaman böyle bir işlem bugüne kadar  olmadı. Toplantıda öyle bir konu da gündeme gelmedi ve hiçbir şekilde bir karar  alınmadı. Basına yansıyan bu haber tamamen gerçek dışıdır. Hiçbir şekilde  mevduatın isimlendirerek takibi söz konusu olamaz ve olmayacaktır. Mevduat sahibi  de kendisine en yüksek faizi verecek olan bankayı seçer ve arar, bu son derece  doğaldır ve kendi hakkıdır. Burada sorun o değil, burada sorun bankaların mevduat  kapmak için rekabetin ötesinde bir yarışa girmeleridir." değerlendirmesinde  bulundu.

Foreks uygulamalarında yapılan düzenlemelere ilişkin bir soru üzerine  de Canikli, sistemde bir sıkıntı olmadığını, yapılan düzenlemelerde geri adım  atılmayacağını, belirlenen kaldıraç oranının risk yönetimi için yeterli olduğunu  düşündüklerini söyledi.

"ULUSLARARASI GAYRİMENKUL BORSASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZI  TAMAMLADIK"

Canikli, borsada derinliğin oluşmasına büyük katkı sağlayacak  projelerinden birinin de Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan`ın projesi ve talimatı  olan "Uluslararası Gayrimenkul Borsası" olduğunu belirterek, bununla ilgili  çalışmaları tamamladıklarını bildirdi.

Uluslararası Gayrimenkul Borsası`nın, İslam İşbirliği Teşkilatı  Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) bünyesinde 57 ülkenin bütün  gayrimenkul üreticileri ve tüketicilerini bir araya getirecek bir piyasa  olacağını dile getiren Canikli, yasal mevzuatı yakında çıkaracaklarını, daha  sonra 57 İSEDAK ülkesine teklif götüreceklerini, esnek bir modelle, hazır  ülkelerle işe başlayabileceklerini aktardı.

Kaynak: HABER7.COM




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —