Müzik kariyerinde 30 yıla merdiven dayayan Altay, yeni albümü `Ziyaret`i müzikseverlerle buluşturdu. 20 parçanın yer aldığı yeni albümünün heyecanını yaşayan ünlü şarkıcı, eğlence dünyasının en istikrarlı isimlerinden biri olduğunu gösteriyor. Altay, GÜNAYDIN`ın sorularını yanıtladı...
`Ziyaret` albümünün sizin için nasıl bir anlamı var?
Bir yıldır çalışıyoruz bu proje için. Albümde dinleyicilerimize 20 şarkı sunuyoruz. `Ziyaret`te bilinen şarkılarım da var, yeni parçalar da... İlk klibimizi; müziği Barış Artay`a, sözleri Zeynep Sağdaş`a, aranjesi Alper Atakan`a ait olan `Kop Bi Gel` şarkısına çektik. Birine bir mesaj göndermek isterseniz, bu şarkıyla gönderebilirsiniz. (Gülüyor)
YATIRIM YAPMAYA DEĞER
Albüm yapmak çok ciddi bir maliyet demek. Sizce bu maliyete değer mi?
Benim için yatırım yapmaya değer... Eğer biz yatırım yapmazsak bu sektör biter. Doğru iş; ister satıştan, ister sahneden olsun, bir şekilde kendini amorti ediyor.
Kaç yıl oldu müzik sektörüne gireli?
80`li yıllarda küçük sanatçılar furyası varken, ben düğün salonlarında ve kafelerde şarkı söylüyordum. O zamanları saymazsak 29 yıl oldu.
Bu sektörün önemli kırılma noktalarına tanıklık etmişsiniz. Geriye baktığınızda nasıl özetlersiniz müzik piyasasını?
Genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Bu durum müzik sektörünü ayakta tutuyor. Global anlamda baktığımızda, sektör şekil değiştiriyor. Bizim zamanımızda arabalarda büyük kasetler vardı, sonra teybe, daha sonra da CD`ye dönüştü. Şimdiyse şarkılar dijital platformda satılıyor. Bunları takip edip yakalamak önemli. Ama asıl önemli olan ve sektörü ayakta tutan şey, yapılan iyi şarkılar. Her şey yalan, şarkılar gerçek.
29 senedir eğlence dünyasında talep gören bir isimsiniz. Sırrınız nedir?
İşimi çok seviyorum ve saygı duyarak yapıyorum. İşim de ona gösterdiğim saygıyı bana bu şekilde iade ediyor. Hâlâ prova yapıyorum, hâlâ repertuvarlar hazırlıyorum. Özel geceler öncesi, nasıl özel kıyafetler hazırlanıyorsa, ben de bedenen ve zihnen özel bir şekilde hazırlanıyorum. Mesela senin düğününle bir başkasının düğününde yaptığım programda mutlaka farklılıklar olur. Çünkü senin memleketin, arkadaş çevren, misafirlerin, müzik zevkin farklı olabilir. Ben de bunları göz önüne alarak hazırlık yaparım. Kısaca işimi seviyorum ve çok çalışıyorum. Bir dinleyicim benden bir parçayı söylememi istediğinde, `Repertuvarımızda o şarkı yok` demem.
Geçmiş yıllara baktığımızda, mesela 90`larda kimleri dinlerdiniz?
Aslında o zamanlar haftanın yedi günü çalıştığım için kimseyi dinleyemiyordum. 15 yıldan uzun bir süre, haftada yedi gün sahneye çıktım. Bunun beş yılında da bir gecede iki yerde şarkı söylüyordum. O dönemde benimle birlikte Kenan Doğulu, Fatih Ürek gibi isimler vardı. Çalışmaktan eğlenmeye fırsat bulamıyorduk.
Bu isimleri sahnede nasıl buluyorsunuz? İnsanları eğlendirebiliyorlar mı sizce?
Tabii ki... Hepsi sahnelerden gelen isimler zaten. Ben onlardan biraz daha öndeyim tabii, tecrübe farkı var bir kere!
Bu mesleği seçtiğiniz için hiç pişmanlık duydunuz mu?
Asla pişman olmadım. Dünyaya bir daha gelsem yine bu işi yaparım. En zor yanı; hiçbir şeye zamanının kalmaması. 24 saat bu işle yaşıyorsun. Bence dünyadaki en güzel ve zor mesleklerden biri ama en zoru değil. Bence en zor meslek, yerin 3 kilometre altında çalışıp maden çıkarmak. Büyük saygı duyuyorum o insanlara.
Peki sahnelerin en motive edici yönü ne?
Maddi açıdan iyi ama işine çok yatırım da yapman gerekiyor. Bu da seni aşağı çekebiliyor. Manevi tarafı çok değerli benim için. Karşındaki insanlar seni hiç düşünmeden seviyorlar. Bundan daha güzel bir şey olamaz.
Kaynak: SABAH.COM.TR