Atv`nin sevilen dizisi `Ölene Kadar`da `Mehmet Reis` karakterini canlandıran tiyatro sanatçısı Ragıp Savas`ı uzun yıllardır tanırım. Konservatuarı yüksek dereceyle bitirdikten sonra pek çok ödül almıs ve hep basarılı islere imza atmıs bir aktör olarak kariyerine devam ediyor. 2007 yılında kurdugu Ragıp Savas Sanat Akademi`sinde; tiyatro, bale, müzik, dans ve resim alanlarında binlerce ögrenci yetistirmis ve hâlâ isine büyük bir tutkuyla devam ediyor. Ragıp Savas ile yeni dizisi `Ölene Kadar` ve kendisi hakkında merak edilenleri konusmak için Göktürk`deki akademisinde bulustuk. Sohbetle birlikte hem resim yaptık, hem de davul çaldık...
Atv`de yayınlanan `Ölene Kadar` dizisiyle ekranlara döndünüz, hayırlı olsun. Keyifler nasıl?
Çok iyi. Çalısıyoruz, dizi çekimleri ve açmıs oldugum sanat akademisi devam ediyor. Bir orası, bir burası, diger taraftan da özel hayat derken hayat su gibi akıp geçiyor.
`SAHİCİ KARAKTERLER BENİ ETKİLEDİ`
Evli barklı olunca, özel hayat evle geçiyordur...
Tabii eve de zaman ayırıyorum. Erkek muhabbeti için kendi arkadaslarımla da görüsüyorum. Vakit buldukça spor yapıyorum. Dizi, okul derken bir anda hafta bitiyor. Allah`tan bu sene tiyatro oyunum yok. Eger olsaydı, zannediyorum özel hayatıma da zaman kalmayacaktı.
Dizi çekimleri nasıl gidiyor?
Her sey çok keyifli gidiyor. Dört sezon kadar ekranlara ara vermistim. Üç-dört yıl açtıgım okulların düzene girmesiyle geçti. Çünkü ben okullara sadece ismimi vermedim. Zamanımın büyük kısmını okulların sanat yönetimiyle geçirdim. Tabii bu süre zarfından `Ölene Kadar` dizisi kadar beni heyecanlandıran bir proje de olmadı. Yapımcı sirket Tims Productions`dan senaryo geldiginde fena tutuldum ve çok begendim.
`Ölene Kadar`ın senaryosunu okudugunuzda size cazip gelen neydi?
Dizinin tüm karakterlerinin çok sahici olması beni etkiledi, yani basarılı bir senaryoydu. Karakterim `Mehmet Reis`i de çok sevdim. `Mehmet Reis` hakka hukuka çok önem veren bir adam ama polisligi zamanında bir mafya grubuyla ugrasıyor. Dürüstlük basına bela olunca polislikten atılıyor.
Karakterler sahici ama onlara hayat veren oyuncularla uyumunuz nasıl?
Çok önemli bir sey sordun ama gerçekten çok iyiyiz. Saygı, sevgi, arkadaslık ve dostluk çerçevesinde çalısıyoruz.
`SENDEN OYUNCU OLMAZ` DEMİYORUZ
Jönlükle alakalı size atfedilen ve sizin de sürekli açıklamaya çalıstıgınız bir durum var. Bu isin aslı astarı nedir?
Jönlügün atfedilmesi kötü bir sey degil ama "Ben televizyon oyuncusu degilim, tiyatro sanatçısıyım" diye hep söylüyorum. Dizide; baya sakallı, yasını almıs, hayattan umudunu kesmisken tekrar hayata sarılan, ortanın daha altında bir gelirle barakada yasayan bir adamı oynuyorum. Salon erkegi imajından kurtulmanın faydalı olacagını düsünüyorum.
Ragıp Savas Sanat Akademisi`ne istekli bir sekilde geldigi halde yetenegi olmayanlara `Senden oyuncu olmaz` diyebiliyor musunuz?
Hayır, bu sekilde bir yaklasımımız olmuyor. Çocuk ya da yetiskin herkesin egitim alma hakkı var. Tabii ki bunu meslek olarak yapmayı düsünen ögrencilerimizle fikir paylasımımız oluyor. Önceligimiz sanatla hayatlarına iyi seyler katmak, devamında onları uygun branslara yönlendiriyoruz.
Oyuncu olarak kariyerinize devam edebilirken; akademi açıp baskalarının basarılı olmasına vesile oluyorsunuz...
Benim için büyük bir gurur diyebilirim. Aslında kendimi yetenek avcısı olarak da düsünmedim. Okullarımı özellikle Anadolu`da açmak istedim. Çünkü oralarda çok yetenekli, azimli çocuklar var. Hayatları ve hayalleri arasında köprü olmak istedim.
Siz bir babasınız, çocugunuzun sanata düskünlügü var mı?
Simdilik var, modern dans ve resim dersleri alıyor. `O Ses Çocuklar` yarısmasına katıldı. Ne isterse onu yapsın, karısmaktan çok yetenegi olan bir alana yönlendirmek istiyoruz.
Sanatçıdan ziyade söhretleri seviyoruz. Sinema ve ya dizilerinden tanınmasaydınız, aynı saygıyı görür müydünüz?
Tabii ki ciddi bir tiyatro izleyicisi de var; onların saygısı, sevgisi hiç bitmiyor ama televizyon izleyicisi de popüler insanları daha çok seviyor.
Müzikle iliskiniz devam ediyor mu?
Evet, sarkı söylemeye bayılıyorum. `Neredesin Firuze?` filminden sonra Unkapanı piyasası pesime düsmüstü. Biraz olgunlasmayı bekledim, simdi bir müzik projesi yapmamı arzu ediyorlar. Albüm ya da single yapacagım. Konserler, turneler yapmam ama iyi bir otelin barında çıkabilirim.
Türkiye`nin basına talihsiz olaylar geldi. Bunlar sizi nasıl etkiledi?
Ülkesini ve insanlarını seven bir vatandas olarak tabii ki etkiledi. Yasanan seyler tatsız ve çok üzüldük. Birçok insan gidiyor ama ben ülkemden baska bir yere gitmem.
Yaş takıntınız var mı?
Bundan sonra hep 35 diyeceğim. Hiç takıntım yok; 52 yaşındayım ama genç gösterdiğimin farkındayım. Yaşlanmaktan korkum yok ama ruhumun yaşlanmasından korkarım. Sanat aşkı da ruhu dinç tutuyor.
Hep tanındınız ama magazinselleşmekten de kaçtınız...
Magazine karşı bir adam değilim ama dediğin gibi hep kaçındım. Kimseyle bir derdim olmaz, herkesi seviyorum. Magazini kariyerime katkı sağlayacak bir etken olarak görmedim.
Kaynak: SABAH.COM.TR