Ağız kokusu; gerek aile, gerekse iş hayatınızı olumsuz etkiler. Sadece dişlerinizi fırçalamak yetmez. Ağız kokusunu engellemek için dilinizi de fırçalamalı ve diş ipi kullanmalısınız
Ağız kokusu pek çok durumda bulunduğunuz ortamda hem sizi, hem de çevrenizdekileri rahatsız eder. Amerikan Diş Hekimleri Birliği, halitosis olarak bilinen ağız kokusu oranını yüzde 50-65 arası olarak açıklamıştır. Peki dişlerinizi fırçaladığınız halde ağzınız hâlâ kokuyor mu? İşte ağız kokusunu önlemek ve gerekli tedbirleri almanız için yapmanız gerekenler... Ağız kokusu bir hastalığın habercisi olabilir. Ağız kokusunun sosyal yönü çok önemli. Aile içi huzursuzluklara, boşanmalara, toplumdan dışlanmaya, hatta işten atılmalara kadar gidebiliyor. Hatta kişinin kendi işini de etkiler. Ağız kokusuna dişler ve bademciklerin yanı sıra vücuttaki bir hastalık da neden olabilir. Diş ve diş etleri, bademciklerin çukur olması, dilin tüylü olması, tümörler, diyabet, mide ve bağırsak hastalıkları da ağız kokusuna neden olabilir.
SOSYAL HAYATI ETKİLİYOR
Ağız kokusu sosyal bir olaydır ve bazılarının odasına bile giremezsiniz. Ağzı şiddetli kokan kişilerin yanına bir metre yaklaşamazsınız. Bunlar, aile hayatını yıkan durumlardır. Önce diş hekimine, sonra kulak burun ve boğaz doktoruna gidilmeli, tedavi olunmalı. Koku yapacak tüm etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Ağzı kokan hastalar bunun farkına varamadığından durumun uygun dille anlatılması gerektmektedir. Bu durum eşini, çocuklarını, çalıştığı iş yerindeki arkadaşlarını rahatsız edebilir. Ağzı kokan biri kuaföre, berbere, doktora gidemez.
Bazı ağız kokusu türleri, örneğin sabah ortaya çıkan ağız kokusu, normal kabul edilir ve genellikle de bu durum herhangi bir sağlık sorunu ile ilgili değildir. Sabahları ağız kokusu olabilir çünkü gün içerisinde salgılanan ve ağızdaki yiyecek artıklarını, kokuları yok eden tükürük, geceleri uyurken azalır. Ağzın kurumasıyla ölü hücreler dil ve yanakların içine yapışır. Bakteriler gıda olarak bu hücreleri kullanır ve kötü bir koku yayan bileşikler salarlar.
AĞIZ VE DİŞ TEMİZLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ!
Ağız kokusunun nedenleri arasında en baş sırada ağız temizliğinin ihmal edilmesi gelir. 2002 yılında Amerika`da yapılan bir araştırmada, ağız kokusunun yüzde 90 oranında ağız içindeki sorunlardan kaynaklandığı belirlenmiştir. Ağızdaki bakteriler dil üzerine, dişlerin arasına, diş etlerine ve boğaza saklanıp gelişir. Eğer ağız bu bakterilerden arındırılmazsa, bakteriler diş çürümesine yol açabilir.
Diş çürümesi de başlı başına, başka bir ağız kokusu nedenidir. Yemek yediğimizde, gıdalar doğal olarak ağzımızda yaşayan bakteriler tarafından parçalanır. Gıdaların parçalanmasıyla ortaya kötü kokulu gazlar çıkar. Yediklerimizi yuttuktan sonra, dişlerin arasına sıkışan yiyecekler bozulmaya başlar ve bu artıklar da bakteriler tarafından parçalanmaya devam eder.
Diş temizliğine önem verilmezse dişlerdeki yiyecek artıkları ağız kokusuna uzanan süreci başlatmış olacaktır. Gerektiği gibi bir ağız temizliği yapıldığı takdirde, ağızdaki tüm kötü koku kaynakları engellenecektir. Diş fırçalamak, ağız kokusunu engellemek için yeterli olmayabilir. Dişlerin yanı sıra diş etleri ve en önemlisi dil de mutlaka fırçalanmalıdır.
DİŞ İPİ KULLANMANIN FAYDASI VAR
Dişleri yemek artıklarından arındırmak için diş ipi kullanmak da faydalı olacaktır. Ağız kokusundan, yaklaşık olarak yüzde 90 oranında, dil üzerindeki bakteriler sorumludur. Diş fırçalamanın dışında ağız içi temizliği için gargara kullanmak hem bakterileri yok etmeye, hem de nefesi ferahlatmaya yardımcı olur. Ayrıca bunlar da ağız kokusunu tetikler:
Kötü diş protezi hijyeni: Protez kullanımında eğer protez temizliğine dikkat edilmezse ağız kokusu riski yüksektir. Ayrıca protez ağza tam uymuyorsa, gıdaların takılma olasılığı da daha yüksektir.
Diş problemleri, ağız kokusuna sebep olur ve daha da kötü kokmasına yol açar:
1- Dişlerdeki çürükler, apseler, diş eti iltihabı, temizlenmesi güç diş eti cepleri; yaygın ağız kokusu nedenleridir. Kemik kaybına bağlı dişler arasında bulunan temizlenmesi güç aralıklar oluşur ve çok kötü kokuya neden olabilir.
2- Yarım sürmüş gömülü 20 yaş dişinin etrafında yiyecek birikimine neden olan diş eti cepleri.
3- Altı kolay temizlenemeyen köprüler, yıllardır yenilenmemiş, diş eti ile uyumu bozulmuş kaplamalar da besin birikimi ve çürük nedeniyle koku kaynakları arasındadır.
20 YAŞ DİŞLERİ ÇEKİLMELİ
Temizlenmeyen ve yiyecek birikimine sahip pürüzlü yüzeyleri olan takıp çıkarmalı protezler de yiyecek artıkları nedeniyle koku yapar: Böyle durumlarda çürükler temizlenmeli, diş eti tedavisi yapılmalı, problemli 20 yaş dişleri çekilmelidir.
Sadece diş fırçası değil; ara yüz fırçasını kullanma konusunda isteksiz çok sayıda insan var: Temizlenmesi zor alanlarda temizleme işlemi için özel üretilmiş `ara yüz fırçaları` tercih edilmelidir. Köprü temizliğinde yine ara yüz fırçaları ve köprüler için üretilmiş diş ipleri kullanılmalı, eski köprüler kısa sürede yenilenmelidir.
Diş eksikliği ağız içi dengeyi bozar, koku yapar. Dişler yemeği çiğneme esnasında yanak ve dil tarafından doğal olarak temizlenir. Diş eksikliğinin olduğu durumlarda dişin olmadığı tarafta çiğneme de olmayacağı için karşıt ve yan dişlerde daha yoğun yemek birikimi olduğu görülür.
DİLİNİZİ FIRÇALAMAYI UNUTMAYIN
Dil yüzünden, ağız kokar mı?: Ağız bakımı esnasında dil yüzeyini temizlemeyi unutmamak gerekir. Bunun için diş fırçanızı ya da dil için üretilen özel kazıyıcıları kullanmanız yeterli olacaktır. Ayrıca diş ipi ve fırçalama sonrası ağız suları kullanımı da bakterilerin temizlenmesinde etkili olacaktır. Düzenli kullandığınız ağız suyunun ilaç özelliği taşımamasına ve dişleri boyayabilecek kadar koyu olmamasına dikkat edin.
Ağız kuruması varsa; ağızda koku oluşabilir: Su; sık sık ve bolca içilmeli. Yine ağız kuruluğuna sebep olan tükürük bezi hastalıkları, vitamin eksikliği, menopoz, şeker hastalığı ve çeşitli anti depresan ilaçlar da tükürüğün azalmasına neden olur.
Tükürüğün azalmasıyla ağzın kendi kendini temizleme mekanizması ortadan kalkar ve ağız kokusu oluşur.
Diş etim hasta mı?: Sağlıklı dişetinden hasta, iltihaplı dişetine geçiş normal bir insanda çok hızlı olmaz; genellikle geniş zamana yayılan, belirtiler gösteren bir süreçtir. Bu belirtileri göz ardı etmez ve tedavi yoluna giderseniz; iltihap ilerleyip diş kaybına, apse oluşumuna kadar uzayan bu süreci durdurabilirsiniz.
Diş eti hastalıklarının belirtileri
Bakteri plağı: Dişler etkin bir şekilde fırçalanmadığı için üzerinde şeffaf ve yapışkan bir mikrop tabakası olan bakteri plağı oluşur.
Diş taşı: Bakteri plağı, tükürük içindeki ve ağız ortamındaki çeşitli maddelerle birleşerek diş taşı denilen sert bir tabaka oluşturur.
Dişeti kanamaları: Kişi diş taşı temizliği yaptırıp ağız hijyenine dikkat ederse problem çözülebilir.
Kemik erimesi ve dişlerde aralanma: Eğer diş taşı temizliği yapılmaz ve hijyene dikkat edilmezse, diş taşı içerisinde bulunan bakteriler daha derin dokuları etkiler.
Kaynak: SABAH.COM.TR