Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, Dünyada bu kadar yoğun olarak hastane yenileyen başka ülke yok. 70-80 yıldır yenilenmeyen hastanelerimiz var. Bunların hepsinin yenilerle revizyonu gerekecek. dedi.
Bilgi paylaşımı ve eğitim, etkin ve sürdürülebilir kaynak yönetimi, Ar-Ge ve üretim kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla Belek Turizm Merkezi`nde bir otelde Uluslararası Katılımlı 2. Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi düzenlendi.
Gümüş, açılış töreninde yaptığı konuşmada, sağlık hizmetinde tesisler, fiziki yapı, yetişmiş ve kaliteli insan gücünün üç kritik ayak olduğunu söyledi.
Fiziki yapılar noktasında şehir hastanelerinin hizmete başlayacağını anlatan Gümüş, Önümüzdeki ay sonu itibarıyla inşallah Mersin şehir hastanemiz ile başlayacak olan serüven bundan sonraki süreçte 23 hastanenin hızlı bir şekilde 2017-2018`li yıllarda açılmasını sağlayarak devam edecek. diye konuştu.
Tüm il ve ilçelerdeki fiziki yapıların 2019`a kadar tamamen yenileneceğini vurgulayan Gümüş, şunları söyledi:
Dünyada bu kadar yoğun olarak hastane yenileyen başka ülke yok. 70-80 yıldır yenilenmeyen hastanelerimiz var. Bunların hepsinin yenilerle revizyonu gerekecek. Teknik, fiziki altyapının güçlü olması sağlık hizmet sunumunda önemli bir göstergedir. Biz yıllardır eski hastanelerle çalıştık, inşallah yeni sağlık teşkilatımız, personelimiz, hekimlerimiz yeni fiziki mekanlarda daha rahat hem hastalarımız hem kendileri için daha iyi hizmet alanları bulurlar.
Gümüş, sağlıkta insan gücünün Türkiye`de son 14 yılda ciddi bir şekilde arttığına dikkati çekerek ülkede Sağlık Bakanlığı dahil toplam 140 bin hekim çalıştığını, aile hekimliği sisteminde 26 bin hekim bulunduğunu söyledi.
Yılda 5 milyara yakın tıbbi sarf malzemesi aldıklarını bildiren Gümüş, şöyle devam etti:
Bunun 2,5 milyarını Kamu Hastaneleri Kurumu alıyor. Geri kalanını da üniversiteler ve özel sektör hastanelerimiz alıyor. Tabii ki yabancı ithal malzeme Türkiye`de bulunsun, onların ticari olarak burada dolaşımı tabii ki söz konusu ama bugün 23 milyara yakın ilaç harcamamız var. 7 milyara yakın da tıbbi sarf ve cihaz alımları var. 30 milyara yakın bu tedarik zincirinde olan malzemeleri her yıl bu ülke tüketiyor. Bunun yaklaşık yüzde 60`ları da yabancı gibi gözüküyor. Bütçesine baktığımızda 20 milyara yakın bir bedeli dolar ya da avro dediğimiz döviz karşılığı ithalatla alındığını da görüyoruz.
Sağlık cihazlarının Türkiye`de üretilmesiyle cari açığın azalacağını dile getiren Gümüş, bu konuda uluslararası firmalarla görüşerek işbirliği yaptıklarını söyledi.
Ülkemizin yıllık aldığı aşılar var
Türkiye`nin yıllık aldığı aşılar bulunduğuna işaret eden Gümüş şu değerlendirmeyi yaptı:
Stratejik ürün ve yeni hastalıklar çıktığında bizim bu kabiliyetimizin de artması gerekiyor. Bununla ilgili de ön çalışmalar yapıldı ve bir noktaya gelindi. Aşıların yerli üretimi ve millileştirilmesi konusunda da yabancı ve yerli firmaların işbirliği konusunda belli çalışmalar bir noktaya geldi. Önümüzdeki günlerde gündeme alıp sonuçlandıracağız. İlaç noktasında plazma ürünleriyle ilgili yoğun bir toplantılar zinciri yaptık. Plazma franksinasyon ürünlerinin üretilmesi... Bu da 1 milyarın üzerinde bir bütçesi olan ve tamamen ithal olan ilaçlar. Bununla ilgili SGK`ya ilgili kriterleri vererek gönderdik. SGK da çağrıya çıktı. Aralık son itibarıyla 14 firma buraya başvuruda bulundu.
Çok yoğun tıbbi cihaz tüketildiğini belirten Gümüş, tıbbi cihazların yerlileştirilmesi konusunda çalışmaları tamamlama noktasına geldiklerini, bunların MR, tomografi, monitörler, dijital röntgen ve ultrasonografi, dopler olduğunu anlattı.
Bunların yoğun alınan tıbbi cihazlar olduğuna dikkati çeken Gümüş, revizyon kapsamında 4 yılda 5-6 milyara yakın tıbbi cihaz aldıklarını söyledi.
ABD`de, Avrupa`da 5 bine yakın, teknik, tıbbi, doktor ve doktor dışı hizmet sektöründe çalışan insan gücü olduğunu anımsatan Gümüş, şöyle devam etti:
Bizim de bu alanlara girmemiz gerekiyor. Biz önde sağlık hizmeti verirken, ameliyat, tedavi için koştururken arka planda lojistikte bu sektörlerin güçlü bir şekilde bize destek veya bizim vereceğimiz geri bildirimle hemen hayata geçirecek kabiliyetlerinin olması gerekiyor. Bu da parayla alımla destekle oluyor. Bizim de bunu sağlamamız, en azından ön ayak olmamız gerekiyor.
Artık Türkiye`nin sağlıktan girdileri olacak duruma geldiğini aktaran Gümüş, özel sektör ve üniversite hastaneleriyle kaliteli sağlık hizmeti veren, ucuz ve kaliteli hizmet sunan ülkelerde bir numara olduklarını ifade etti.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl ile Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği Genel Sekreteri Haluk Özsarı da birer konuşma yaptı.
Kongre, 11 Aralık`ta sona erecek.