Karaman, yazısında Bu hak ve hürriyet elde edildikten sonra onu gerektiği gibi kullananları istisna ediyorum, genel olarak başörtüsü serbestliği Müslümanca yaşamanın bir parçası oldu mu? diye sordu.
Karaman devamında ise dikkat çeken şu sözleri kaleme aldı:
Başlarını bir şekilde örten, oradan aşağıya doğru bakıldığında şeffaf kumaşlar, dar elbiseler, ?başım örtük ama sen yüzüme bak? dercesine boyanmış yüzler ve gözler, davranışlardaki hafiflikler, zorunlu olmayan birliktelikler, olmayacak yerlerde bulunmalar, hatta ?aşka gelip? oynamalar, parklarda bahçelerde el ele, baş başa, sarmaş dolaş oturmalar ve gezmeler, sağa sola sigara dumanını üfleyerek yakışıksız görüntüler sunmalar? göz önüne alındığında karşımıza ?kısmen örtülü çıplaklar?ın çıktığını üzülerek ve ibretle görüyoruz.
Son birkaç yazımda bu iktidarın engellerini kaldırdığı imam hatip okulları, seçmeli din dersleri bugün de kıyafet serbestliği nimetlerini hatırlattım. Bu nimetlerin şükrünü eda etmezsek kaybedebiliriz. Şükrünü eda etmek ise onları, amacına uygun olarak kullanmaktır.
Birçok kimsenin tepkisine sebep olmayı göze alarak şunu söyleyeceğim:
Edep, ahlak, nezaket ve zarafet olmayacaksa ne sakalınız olsun ne de başörtünüz!