1991 yılında dünya düzeni radikal bir değişime uğradı. Sovyetler Birliği, kısmen Mikhail Gorbachev`in hızlı bir şekilde kontrolden çıkan `Perestroika` politikasının bir sonucu olarak, Sovyet cumhuriyetlerinin birbirini izleyen bağımsızlık ilanlarıyla tarih sahnesinden silindi. Bunun sonucunda, yeni dünya düzeninin gerçeklikleriyle ve küreselleşme-yönetişim olgularının sergilediği meydan okumalarla yüzleşmeye başlayan Rusya Federasyonu`nun da içinde bulunduğu on beş yeni bağımsız devlet ortaya çıktı. İşte dünya tarihinin yeni bir döneme girmesini sağlayan bu olaylardan sonra 25 yıl geçti. Kadir Has Üniversitesi de Sovyetleri Birliği`nin dağılmasının 25. yılında bu olayın yankılarını tartışmak ve sorunlara çözüm önerileri getirmek amacıyla bir konferans düzenledi.
Kadir Has Üniversitesi Konferans Salonu`nda gerçekleşen toplantıya uluslararası ilişkiler alanında uzman yerli ve yabancı birçok akademisyen katıldı. Konferans öncesi konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Emekli Büyükelçi ve Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Ünal Çeviköz, Herkes `Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra yeni birçok kutuplu ortama mı gidiliyor yoksa ABD`nin tek süper devlet olarak kaldığı tek kutuplu bir sisteme doğru mu gidiliyor?` diye bir tartışma içine girmişti. En başlarda ABD`nin Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra uluslararası ilişkilerde daha egemen bir ülke olarak ortaya çıktığı doğru. Fakat son zamanlarda Rusya`nın aradan geçen zamanda kendini toparlaması, bazı konularda dış politika açısından ileriye giden hamleler yapıyor olması ve son 8 yıldır Obama döneminde ABD`nin uluslararası ortamdaki etkisini kaybediyor görüntüsü 19. yüzyılın sonunda gördüğümüz çok kutuplu bir ortama doğru evrilmeye dönüştü. Türkiye`nin bu yeni ortaklıklarla devam edecek olan uluslararası ilişkilerde, kendisine nasıl yer bulacağı çok önemli bir soru. Bu konferansta da Sovyetler Birliği`nin yıkılmasından sonra geçen 25 yıllık dönemde uluslararası sistemin nasıl evrildiği ve bunun sonuçlarının neler olabileceğini konuştuk diyerek Sovyetler Birliği`nin sağılmasından sonraki süreci değerlendirdi.
Soğuk savaşın sona ermesinin yankıları hala devam ediyor
Dünya tarihi açısından son 25 yıl önemli bir zamandı. Çünkü 50 yıl kadar süren Soğuk Savaş Dönemi dünyayı ve Türkiye`yi çok fazla etkilemişti ifadelerini kullanan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Bir uluslararası sistemsel yapıydı bu. Bu yapı Sovyetler Birliği`nin 1991`de çöküp 17 devletin bağımsızlığını kazanmasıyla ortadan kalktı ve yeni dünya yapısına geçtik. Dolayısıyla bunun 25. yılının değerlendirilmesi gerektiğini düşündük. Bizimde içinde bulunduğumuz coğrafyada 25 yıllık bu süreçte çok fazla şey oldu. Pek çok kişi 90`lı yıllarda Türkiye`nin Orta Asya`daki maceralarını hatırlar. Yine son yıllarda Karadeniz`de çok önemli gelişmeler oluyor. 2008`de komşumuz Gürcistan`da, ondan önce Azerbaycan ve Ermenistan`da bir savaş yaşandı. En son olarak 2014 yılında Kırım`ın Ruslar tarafından ilhakı gerçekleşti. Dolayısıyla bu coğrafya her açıdan yeniden bakılmayı gerektiren bir coğrafya. Biz de bugün burada bunu yapmaya çalışıyoruz diye konuştu.
Sözlerine soğuk savaşın sona ermesinin etkilerinin hala devam ettiğini belirterek devam eden Prof. Dr. Aydın, 90`lı yıllarda Soğuk Savaş Sonrası Dönem diye bir terminoloji ortaya çıktı. Bu dönem hiç bitmedi. Çünkü yeni bir döneme giremedik. Yeni bir uluslararası sistem oturmadı. 1991 yılında iki kutuplu sistem bitti ama ondan sonra nereye geçtik sorusu açıklık kazanmadı. Bu dönemin siyasi, ekonomik, uluslararası jeopolitik bütün analizleri ortadan kalktı ama yeni döneme ait analizler ortaya çıkmadı. Farklı bir yapıdayız ve bunu isimlendiremedik. O nedenle soğuk savaşın sona ermesinin yankıları hala devam ediyor şeklinde açıklamalarda bulundu.
Akademisyenler ve bazı düşünce kuruluşu mensuplarıyla konuyu tartışacağız
Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mitat Çelikpala da konferansın içeriğinden bahsederek, Sovyetler Birliği`nin çöküşünün ardından 25 yıl geçti. Bu 25 yılın sonunda, `Sovyetler Birliği`nin çöküşüyle bağımsızlıklarını ilan eden eski Sovyet Birliği Cumhuriyetleri bağımsız olarak kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar mı?` sorusuna cevap bulmak için bu toplantıyı düzenledik. Bu amaçla hem eski Sovyet coğrafyasındaki ülkelerden hem de Türkiye`den akademisyenler ve bazı düşünce kuruluşları mensupları bu konuyu tartışmak için toplandık. Bu ülkeler siyasi, ekonomik ve ticari anlamda kendi güvenliklerini sağlayabilecek, vatandaşlarına hizmet verebilecek birer devlete dönüşebildiler mi? Bunun alt başlıklarında ise siyaset, güvenlik ve ekonomiyi konuşacağız ama bunu destekleyen diğer konulara da dikkat çekeceğiz. Örneğin enerji ve enerji güvenliği, bu bölgedeki ülkelerin birbirleriyle ilişkileri ve bunların 25 yıl içerisinde nasıl geliştiği gibi konuları her boyutuyla değerlendireceğiz dedi.
SİNEM ERYILMAZ - UĞUR GÜLBOY