Bakan Yılmaz, Başbakan Binali Yıldırım`a İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maslak Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi`ndeki Altın Arı Ödülü takdim töreninde, akademik yılın hayırlı olması temennisinde bulundu. İTÜ`nün marka değeri olan üniversitelerden biri olduğunu ve Türkiye siyasi tarihinde iz bırakmış siyasileri yetiştirdiğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
Sürüdürülebilir kalkınma için herkesi kapsayıcı, fırsat eşitliğini sağlayıcı, adilane ve kaliteli bir eğitimi hayat boyu vermek Bakanlık olarak öncelikli görevimiz. Eğitim alanında deniz feneri gibi hiçbir ayrımcılık yapmadan herkese yol göstermeyi, rehberlik etmeyi Bakanlığımızın ana görevi olarak görüyoruz. Eğitim yoluyla temel becerileri öğrencilerimize kazandırmak, kişisel yeteneklerine ve eğilimlerine uygun olarak bilimsel ve çağdaş bir eğitim
vermeyi amaçlıyoruz. Onların mesleki ve özel hayatlarında başarılı olmasını diliyoruz. Verdiğimiz eğitimin sonuçlarını da ölçmek istiyoruz.
ENGELLERİ KALDIRMAK İSTİYORUZ
Meslek liselerini en önemli mesele olarak gördüklerini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
Orta eğitim çağında şu anki oran yüzde 44, ancak bu oranı yüzde 60`a çıkarmak istiyoruz. Engellilerin eğitime ulaşmalarındaki engelleri de kaldırmak
istiyoruz. OECD ülkelerinde ortalama GSYİH yüzde 5,2`sini eğitime harcıyor. Türkiye`de bu rakama yaklaşmış durumda. Yüksek öğretimde öğrenci başına 10 bin 637 dolar harcamakta, bu miktar ilköğretimdeki öğrenciye harcanan miktarın 3 katı kadar. OECD ülkelerinin bu oranı çok daha düşük. OECD ülkeleri arasında, 2008-2013`te oransal olarak eğitime en çok kaynak ayıran ülke Türkiye.
KADIN PROFESÖR ORANINDA AVRUPA`DAN ÖNDEYİZ
Yılmaz, 2002`den bu yana üniversite ve öğrenci sayıları hakkında bilgiler verdiği konuşmasında, kadın profesör oranında Türkiye`nin Avrupa`dan çok önde olduğunu söyledi. Üniversitelerin sadece sayısal anlamda artması değil, nitelik olarak da iyi bir seviyeye gelmesi için çalıştıklarını aktaran Yılmaz, her üniversitenin bir alanda marka olmasını istediklerini vurguladı. Bakan Yılmaz, yakın zamanda Yüksek Öğretim Kalite Güvence Sistemi ve Yüksek Öğretim Kalite Kurulu`nu kuracaklarını dile getirerek, bu kuruluşun kamu tüzel kişiliğine sahip olacağını ifade etti.
Bu dönemin üniversitelerinin vatan, millet ve bayrak değerleriyle insan yetiştirme gibi bir misyonu olduğunu söyleyen Yılmaz, Abdurrahim Karakaoç`un Hasan`a Mektup adlı şiirini anımsattı.
İTÜ REKTÖRÜ: BİZLERE SORUMLULUK YÜKLEYİN
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ise konuşmasına dünkü bombalı saldırıda hayatını kaybeden asker ve sivil şehitlere rahmet diledi. Karaca, İTÜ`nün medeniyetin sürdürülmesinde ve cumhuriyetin gelişmesinde önemli katkıları olan devlet adamları yetiştirdiğini dile getirerek, İTÜ gücünü ulusumuzun en derin köklerinden alan eşsiz bir kurumdur. Mühendis Hane-i Bahri Humayun`la başlayan serüven ki Başbakanımızın da mesleği aynı zamanda Gemi İnşa Mühendisliği ile başlıyor dedi.
Üniversite senatosunun 16 Nisan 2016`daki toplantısında Başbakan Yıldırım`a Altın Arı Ödülü verilmesinin kararlaştırıldığını anımsatan Karaca, Yıldırım`ın o tarihte bakan olduğunu anımsattı. Karaca, Türkiye`nin son yıllardaki dönüşümünde üniversitelerin yeterli rol alamadığını belirterek, şöyle devam etti:
Hükümetimizden, Başbakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan dilediğimiz şu; artık üniversitelerin de bu sistem içinde birer kilometretaşı olarak görmeniz ve bizlere sorumluluk yüklemenizdir. Bizleri hem manevi hem de maddi destekleyerek rol biçmeniz ve misyon farklılaşması söz konusu olduğunda, İTÜ ve benzeri okulların sizlerden beklentisidir. Bakanımız da bizim mezunumuz, okulunuza hoş geldiniz.