AK Parti AR-GE Başkanlığı`nca Samsun`da düzenlenen 17. Dönem Siyaset Akademisi, ikinci gününde Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Ayşen Gürcan ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç`i ağırladı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi`nde Büyük Güç Türkiye başlığıyla düzenlenen 17. Dönem Siyaset Akademisi`nin ikinci dersini Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Ayşen Gürcan ve OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç verdi. 17. Dönem Siyaset Akademisi`nin açılış törenine Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Gürcan ve Rektör Bilgiç`in yanısıra Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, AK Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Rabia Bay Keser katıldı. İlk dersi veren OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, Türkiye`de gündem çok sıcak bir şekilde yaşanıyor ve bugün de ne yazık ki 8 şehidimiz ve çok sayıda yaralımız var. Her şehit haberinde yüreğimiz dağlanıyor. Düşmana karşı daha da kenetlenmemizi hissettiriyor. Siyaset, devlet düzenini yönetme sanatı. Burası devlet yönetmeye meraklı insanların buluşma yeri diye düşünüyorum. Burada siyasi tecrübelerinden yararlanacağınız hocalar kadar kendi hayatlarından yararlanabileceğiniz örnekleri de yakalayabilirsiniz. Devletin kademelerinde her işte olduğu gibi ehliyet sahipleri yer almalı. Bir insana taşıyamayacağı yükün üzerinde fazla yük verdiğinizde onun altında kalacağı aşikardır. Onun için liyakat her zaman önemli. İnsanı en çok rahatsız eden yokluk değil, varlığa rağmen adaletsizliktir. Onun için her yerde adaletli olunmalı. Herkese iki ekmek düşme imkanı varken birine yarım, başka birine ise 3 ekmek düşmesi herkesi rahatsız eder. Bir haksızlığa uğradığınızda adalet diye seslenirsiniz ama yanınızdaki uğradığınızda sesiniz çıkmaz. Biz eğer bir şeyleri değiştireceksek, dünün yanlışlarına takılıp kalarak değil yetki ve görev sahibi olduğumuzda doğruluğuna inandığımızı ifade ettiğimiz şeylere hayat buldurmak için orada olmalıyız. Nefsimizin tetiklediği şeylere kendimizi kaptırıp bir anda hiç yapmayı düşünmediğimiz şeyleri yapar hale geliyoruz. Bizim bir hedefimiz varsa, bir yere varmayı düşünüyor ve orası hedefimizse oraya doğru çizgide gitmeliyiz. Yoldan çıkmaların en büyük sebeplerinden birisi her yol mübah anlayışıdır. Bu doğru değil. Kötülük yapanların birçoğunun kendisine bulduğu mazeret budur. 15 Temmuz`da bu yaşandı. Her yol mübah anlayışından da sıyrılmak zorundayız dedi.
Gürcan: Siyaset her bilenin yapabileceği bir iş değildir
Eğitim konusunda başdanışmanlık yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Ayşen Gürcan ise, Burada sizlerle siyasetteki iletişimi anlatacağım. Siyaseti de bir nevi seyisliğe benzetiyorum. Siyasetin seyislikten gelmesinin üç anlamı vardır. At asla nesne değildir. At sizinle ilişki kurar. Siyasette de atın konumuna halk gelir. Seyis atıyla nasıl bir ilişki kuruyorsa, hitap ettiği kitleyle öyle bir ilişki vardır. İkincisi rotadır. Atı gitmek istediği yere siz zorla götürmek isterseniz at bir süre sonra sizi atar. Üçüncüsü ise seyisin kendisidir. Siyaset her bilenin yapabileceği bir iş değildir. Yıllarca Türkiye`de hiçbir şey olamıyorsan siyaset yap mantığı güdülmüş. Siyaset yapmak ayıp denmiş. Bu manada son 15 yıldır siyasetin bir ahlakı olduğu ve bir duruşu olduğu görülmekte. Böyle bir akademide ders verilmesinin amacı da birçok konuda bilgi sahibi olmak. Siyasetle iletişimin çok ciddi göstergeleri var. Bunu 15 Temmuz`da yaşadık. İletişim mesajının nelere mal olduğu görüldü. Ben darbe girişiminde evdeydim. Oğlum bana bir şeyler olduğunu söyledi. Terör için güvenlik gerekçesi olduğunu düşündüm. Sonra oğlum sokağa çıkalım mı dedi. Özel bir televizyondan cep telefonu mesajı ile halkı sokağa döktü. Bunu siyasetçinin başarısı olarak görebiliriz. Eğer siyasetçi olacaksanız önce üzerinizden bırakmanız gereken şeyler var. Bir içeriği, bir duruşu yeniden tanımlandırıyorsunuz. Bunun etkilerini ölçüyorsunuz. Bir siyasetçi sadece ilkelerinden öte bir şeyi temsil eder. Söylenenle yapılan arasındaki fark ne kadar az ise başarı o kadar çok olur. Ama aradaki fark çok ise başarı da o kadar az olur. Söylediğimizle yaptığımız arasındaki farkı biz fark etmesek de karşımızdaki fark eder. İletişimde önce ön kabul var. İlk düğmeyi doğru iliklemeliyiz. Bunun birincisi birine kendimizi anlatırken varsayımlarımız ve doğrularımız olmalı. İkincisi dinlemek istemeyene zorla dinletemezsiniz. Dinliyormuş gibi görülür fakat sizi hiç dinlemeyebilir. Üçüncüsü karşınızdaki yaptığı hiçbir doğrudan meshul olmadığınız gibi yanlışlardan da meshul değilsiniz şeklinde konuştu.
Programın ardından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Dr. Ayşen Gürcan ve OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç`e birer hediye takdim edildi. - SAMSUN