Irak`ın Türkiye`nin Musul`a bağlı Başika`daki askeri varlığının kabul etmeyeceğini duyurma ve yaptığı küstah açıklamalara tepkiler sürüyor.
Son olarak BM`yi acil toplantıya çağıran veTürkiye`nin Irak`ta asker bulundurmasının bölgesel bir savaşa yol açabileceği tehdidinde bulunan Irak Başbakanı Haydar El İbadi`ye en sert cevap yazarlarından geldi.
yazarlarından Ömer Vehbi Hatipoğlu ve Taha Dağlı bugün ki yazılarında Irak`ın veriği bu karara tepki gösterirken sürecin perde arkasını da kaleme aldı.
KÖPEK MARKA.. Sahibinin Sesi
Irak?ın kendi topraklarında dahi varlığı hissedilemeyen pejmürde hükümeti TSK?nin Iraktaki varlığını işgal olarak kabul ediyormuş. Askerimizin derhal Irak topraklarını terk etmesini istiyormuş.
Hay hay Paşam.. Emrin olur.
Irak?ın baştan başa ABD askerlerince işgal altında olmasına ses çıkarmayan, terör örgütlerince parsel parsel paylaşılmış olmasına seyirci kalan bir yönetimin bu efelenmesi de neyin nesi acaba?
Eskiden gramafon plakları vardı. Bu plak şirketlerinden en ünlüsünün adı da :? Köpek Marka.. Sahibinin Sesi? idi. Nedense Irak sözde hükümetinin bu kararı bana bu plak şirketini hatırlattı.
Irak aslında hepimizin yüreğinde bir yaradır. Bir islam coğrafyasının on binlerce km. öteden gelen insanlıktan nasibi olmayan bir sürü tarafından işgal edilmesinin ardından sergilenen vahşet tablosu nasıl unutulabilir ki ?
Bir halkın biri birine kırdırılması? Etnik ve mezhebi çatışmaların bir ülkeyi harabeye çevirmesi.. Yetmezmiş gibi terör örgütlerinin cirit attığı, namusların ayaklar altına alındığı, insan pazarlarının alenen kurulduğu, kadınların ticaret malı gibi satıldığı bir yeryüzü cehenneminin inşa edilmiş olması?
Bu tablonun mimarlarına bağlılıklarını her fırsatta gösteren bir Hükümetten söz ediyoruz. Bütün bunlara seyirci kalan, ülkenin doğal kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çeken, kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan, halkını açlık ve yoksulluğa mahkum eden, varlığı ile yokluğu belli olmayan, ülkenin üçte ikisinde esamisi okunmayan pejmürde yönetim başka derdi yokmuş gibi, hiçbir insani ve ahlaki skandala karışmamış bir askeri birliği kafaya takmış bulunuyor.
Erbakan Hoca?nın tabiri ile.. ?Hadi oradan, hadi oradan !? ?
Yaklaşan Musul Operasyonunda Türkiye?nin saf dışı edilip,PKK?nın ve türevlerinin ön plana çıkarılması hedefine yönelik küresel oyunun figüranı olan Irak yönetimi bu kararı ile aslında kendi ayaklarına sıktığının farkında bile değil. Türkiye?nin hesaba katılmadığı hiçbir proje bu coğrafyada yaşam şansına sahip değildir. Kabul edilsin veya edilmesin Türkiye bölgesel bir güçtür ve kendi dışında kurgulanan oyunlarafigüranlık etmez. Olsa olsa oyun kurucu olur.
Yeni Türkiye?nin güç ve prestijini,imkan ve kabiliyetini okumaktan uzak omurgasız devlet adamları sahiplerinin sesi olarak mırıldanmaya devam ede dursunlar, Türkiye mazlum halkların umudu olmaya devam edecektir.
Unutulmamalıdır ki; emperyalizm için dost yoktur. Sömürü devam ettikçe var olmaya devam ederler. Emperyalistler savaşmaz, savaştırırlar. İnsanlarını değil silahlarını savaş meydanına sürerler. Hiçbir kutsalları yoktur. Ahlak, insaf,vicdan onların yabancı oldukları kavramlardır. Bir kene gibi kan emerler. İşleri bittiği zaman da defolup giderler.
Irak başka semtten getirdiği zorbaya yaslanarak mahallenin abisine kafa tutan çocuğa benziyor ? Zorba eninde sonunda çöplüğüne dönecek ve abinin şefkatine muhtaç olacak. (Ömer Vehbi Hatipoğlu)
IRAK`I ONLAR BİLE İŞGAL ETTİ
Taha Dağlı ise Irak`da çekilmiş bir fotoğrafı hatırlatarak 2003 yılında başlayan Irak işgalinde hangi ülke askerlerinin yer aldığını kaleme aldı.
Fotoğraf Irak?ta çekilmiş, Tonga askerleri haka dansı yaparken.
Tonga diye bir ülke var. Pasifik Okyanusunda, 100 bin nüfuslu.
İşte o ülkenin askerleri bile Irak?ı işgal eden güçler arasındaydı.
Irak işgali 2003 Mart ayında başladı.
ABD öncülüğünde tam 63 ülkeden 200 bin yabancı asker Irak topraklarına girdi.
2004?ün başlarında Tonga Ordusu (Majestelerinin Silahlı Güçleri) de Irak işgaline katıldı.
Tonga askeri, Irak?a ?haka? dansıyla girdi daha sonra ?haka? ile ayrılıp, bir başka ABD işgalindeki Müslüman ülke olan Afganistan?a gitti.
Iraklılara ya da Afganlara sorsanız ?Tonga? deseniz, yüzünüze bön bön bakarlar.
Haklılar da, nereden bilsinler Tonga?yı.
Sadece Iraklılar için değil bizim için de geçerli, kaçımızın aklına Tonga denince ?tongaya düşmek? deyiminden başka bir şey gelir ki?
Tersten bakalım, işgalci Tonga?ya gidip Tongalılara Irak?ı sorsanız onlar da Irak?ı bilmez.
Hatırlayın 2003 sonrası çok sayıda haber çıkmıştı, ABD Irak?ı işgal edince, Amerikan televizyonları Amerikan halkına Irak?ı soruyordu, Amerikalıların çoğunun bile Irak diye bir ülkenin varlığından haberi yoktu.
Irak böyle işgal edildi, dalga geçer gibi.
Bir ülke parçalandı, bölünme noktasına getirildi, sistemi çökertildi, zenginlikleri, tarihi, kültürü yağma edildi, diktatör de olsa bir lideri vardı, idam edildi.
Irak?ta Arap olarak Sünniler ve Şiiler, Sünni?si de olan Şii?si de olan Türkmenler ile Kürtler vardı.
Öyle karışık bir yapı ki, Şiiler bile aralarında onca farklı fraksiyona ayrılıyor, İran yanlılarının yanı sıra İran?a şiddetle karşı çıkan Şii gruplar bile mevcut. Aynı durum Kürtler için de geçerli.
Saddam Sünni idi ancak Baasçıydı da, Baas ise Irak nüfusunun yüzde 10?u kadardı.
Sünni Araplar, devlet başkanıyla aynı mezhepten olmanın avantajını göremedi çünkü Baas rejimi buna izin vermiyordu.
Şiiler ile Kürtlere ve Türkmenlere de Saddam?ın nasıl baktığını anlatmaya gerek bile yok.
Ama yine de Irak bu halde değildi.
Irak bir arı kovanıydı ve bir şekilde o kovanın dışına kavga sızmıyordu.
Ancak 2003?te o arı kovanına Tongalıların bile çomağını soktu.
Kovan dağıldı, ortalık savaş alanına döndü.
Paramparça edilen Irak?ta önce El Kaide ardından DAEŞ diye iki terör örgütü icat edildi.
Bunlara İran?dan getirilen Sünni katili, Haşdi Şabi denilen Şii terör örgütü monte edildi.
Bugün 63 ülkeden 200 bin asker Irak?ta işgalci konumunda.
Bunlarla birlikte İran?ın Irak hükümetinde ve Irak ordusunda belirgin bir hakimiyeti var.
Mesela Bağdat?ın 90 km kuzeyinde Anbar vilayeti bulunur, ?sünni üçgeni? olarak bilinir. Oraya önce El Kaide ardından DAEŞ girdi, olan sivil Sünnilere oldu.
Sonra DAEŞ?i çıkarmak için Şii Haşdi Şabi milisleri Anbar?a sokuldu.
Sünniler adeta yalvardı, bu operasyona Şii militanlar katılmasın diye.
Ama Amerika dinlemedi, izin verdi, Felluce?deki Sünniler DAEŞ?in katliamlarından sonra Şii?lerle karşı karşıya bırakıldı.
Bugün aynı senaryo Musul?da kurgulanıyor.
Ve Türkiye diyor ki, Musul?da ben de varım.
Çünkü bu topraklarda Tongalı asker bile varsa hem de işgalciyse Musul benim dede yadigarımdır.
Ama Bağdat?a Tongalıları sokan, Felluce?ye Şiileri yerleştiren Amerika, Musul?da başka bir plan düşünüyor. Musul?a PKK?yı sokup, Kuzey Irak?taki tüm dengeleri değiştirmeyi amaçlıyor.
Türkiye, bunun farkında ve o nedenle ısrarla ?Musul? diyor.
Biz Musul dedikçe de bir yandan kukla Irak hükümetini bas bas bağırtıyorlar, diğer yandan PKK?ya İstanbul?un göbeğinde terör saldırısı yaptırıyorlar. (Taha Dağlı)