Bugün, 22 Kasım 2024 Cuma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis açılış konuşmasında yaptığı açıklamada terör örgütü PKK`nın artık bittiğini, bölge halkının da artık bölücü örgütle tüm bağını kopardığını, PKK terör örgütünün kitle eylemlerine bölge halkından katılım 10`da bire düştüğünü söylemişti.
Yenişafak yazarı Mehmet Acet, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın da sözünü ettiği `PKK`nın her yerde bittiği` gerçeğini bugünkü köşesinde yazdı.
Açet`in Yazısından satırbaşları:
30 kiloluk yükleriyle gece boyu yürüyen komandolar, sabah 06.30`da PKK`nın 3200 metre yükseklikte bulunan Urşe bölgesindeki kampına baskın yapıyordu.
Orada güven içinde uyuduklarını düşünen PKK`lılar sabah sabah neye uğradıklarını şaşırmışlardı.
Bu türden bir operasyon, Ağustos ayı ortalarından itibaren PKK`nın tecrübeli dağ kadrolarını üçüncü defa hedef alıyordu.
Ankara`da belirlenen `Taarruz Stratejisi` doğrultusunda önce Şemdinli kırsalındaki Ziyaret Tepe-Cami Tepe bölgesinden başlayıp Ağaçdibi bölgelerinde devam eden operasyonlarda PKK`nın dağ kadrosundan 25 terörist etkisiz hale getirildi.
Eylül başında Çukurca Çağlayan bölgesinde yapılan operasyonlarda ise PKK son yılların en büyük darbesini yedi, 230 civarında örgüt militanı öldürüldü.
En başta sözünü ettiğimiz Buzul Dağı zirvelerinin zorlu şartlarında yapılan operasyon bu zincirin üçüncü halkası oldu.
Bu operasyonların en önemli özelliği şuydu:
PKK`nın bölgede propaganda rüzgarı estirerek efsaneleştirdiği, dokunulamaz, ulaşılamaz dediği yerlere dokunulabileceği gösteriliyordu.
Dokunmakla kalınmıyor, buralardaki kamplar yerle bir ediliyordu.
Bir başka deyişle PKK`nın en güçlü iddiasına darbe indiriliyordu.
PKK AÇTIĞI BÜTÜN CEPHELERDE KAYBEDİYOR
Evet PKK kaybediyor.
Geçen sene 7 Haziran seçimleri sonrası sufle alarak başlattığı bu kirli savaşın bütün cephelerinde kaybediyor.
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç`un dikkati sayesinde öğrendiğimiz gibi bu durum dışarıda da fark edilebilir hale geldi.
Oruç`un yazısına konu olan yazı Fransız Le Monde Gazetesi`nde çıkmıştı.
Yazıda, ?PKK savaşı kaybetti. Dört ülkede parçaları bulunan bir Kürt devletinin kurulması artık eskisinden daha uzak bir olasılık? değerlendirmesi yapılıyordu.
Ankara`daki güvenlik kaynaklarına kulak verdiğimizde duyduğumuz değerlendirmelerin de aynı istikamette olduğunu görüyoruz.
PKK ÇOK ZOR DURUMDA!
Haziran 2015`ten günümüze geçen 15-16 aylık zaman diliminin bir fotoğrafını çektiğimizde gelinen noktanın PKK açısından gerçek bir yenilgi olduğu görülebiliyor.
Bu 15-16 ayda neler gördük ve ne durumdayız isterseniz hızlıca bir bakalım.
ÜÇ AYAKLI TRRUZ PLANI ÇÖKÜYOR
Hatırlayalım;
Geçen yıl bu vakitler PKK, hendek savaşlarıyla yerleşim birimlerinde halkı isyana davet ediyor, devrimci halk savaşı çıkartarak şehirlerde mutlak hakimiyet kurmaya çalışıyordu.
Eşkıya dağdan şehirlere inmişti.
Eş zamanlı olarak örgüt, Suriye`de yeni topraklar kazanıyor, Haseke ile Cezire kantonlarını birleştiriyor, Türkiye`nin güney sınırını komple kapatmak için yeni hazırlıklar yapıyordu.
Yine eş zamanlı olarak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi`nin lideri Mesut Barzani, Türkiye ile birlikte hareket ettiği için cezalandırılmak isteniyor, Türkiye`yi hedef alan taarruzun bir benzerine kendi topraklarında maruz kalıyordu.
Bu üç ayaklı taarruzun temel hedefi ?4 ülkede parçaları bulunan bir Kürt devleti? kurmaktı.
Deminden beri saydıklarımız da gösteriyor ki, gelinen noktada PKK, açtığı bütün bu cephelerde kaybediyor.
Şöyle bir özet yapabiliriz:
1. Örgüt şehir savaşları konseptinde ağır bir yenilgi alıp binden fazla militanını kaybettikten sonra yeniden dağlara çekildi.
2. Fırat Kalkanı operasyonu başlayınca, Suriye`de Kantonları birleştirip Türkiye`nin güney sınırını boylu boyunca kapatma fikri suya düştü.
Geçen hafta New York`ta ABD`li yetkililere verilen mesajlardan biri de şuydu: ?Fırat`ın Batısı derken Doğusunu unuttuk sanmayın. Suriye`nin kuzeyinin tamamında mutlak bir PYD hakimiyetine izin vermeyeceğimizi bilmelisiniz.?
3. PKK, dağlara çekilmekle işin içinden sıyrılamayacağını da Ankara`nın 1,5 aydır yürüyen `Taarruz` stratejisiyle görmüş oldu.
Bu başarının iki temel nedeni var:
Birincisi, Ankara`daki devlet aklının daha önce yaptığı hataları tekrarlamadan, hukuk sınırları içinde kalarak hareket etmesi.
İkincisi, Kürtlerin, devletin bu yeni tutumunu görüp PKK`nın açtığı bu kirli savaşa prim vermemesi.
Sanıyorum PKK`ya en çok da bu ikincisi koydu.
