Tarih: 16.08.2016 14:01

Diş Hekimi Zogun: Dişlerin insan yüzünün yansıttığı karakter ve görünümle doğrudan bağlantısı vardır

Facebook Twitter Linked-in

Diş gıcırdatma ve sıkma ağız ve diş sağlığını olumsuz etkilediği gibi yüz şeklinde de deformasyon meydana getiriyor. Diş sıkma esnasında çene kemiğine ve eklemine normal çiğneme sırasındaki basınçtan çok daha fazla kuvvet uygulanıyor ve zaman içerisinde dişlerde sallanma, diş etinde geri çekilme ve diş kırılmalarına neden olmasının yanı sıra çene yapısını da bozarak yüz estetiğini etkiliyor. Bruksizm yani diş sıkma hastalığının tedavisi ilk olarak dişleri korumaya almak için önlem amaçlı uygulanır. Kişiye özel hazırlanan, koruyucu şeffaf gece diş sıkma plakları, uyku sırasında dişlerin birbiriyle direkt temasını keserek aşınmayı engellemekte, böylece çene eklemini rahatlatmakta ve ağrıyı ortadan kaldırmaktadır. Ağızda kapanışı bozan eğri dişler, yanlış kaplama veya dolgu varsa düzeltilir. Aşırı sıkma kuvvetlerini önlemesi için, geceleri dişlerine takmak üzere ?gece koruyucusu? yapılır. Çoğu vakada hasta koruyucuyu 6 ay kullandığında, diş sıkma alışkanlığını bırakır. Bunun yanı sıra, çiğneme kaslarına botoks uygulanarak, kasların kasılması engellenir. 6-9 ay sonra bu uygulama tekrarlanabilir. Sıcak uygulaması veya kas gevşeticiler de vakanın durumuna göre önerilebiliyor.

?Dişlerin insan yüzünün yansıttığı karakter ve görünümle doğrudan bağlantısı vardır? diyen Diş Hekimi Arzu Yalnız Zogun, ?Bir insana üç farklı diş yapsanız, üçünde de farklı bir karakter yüz ortaya çıkar. Bu yüzden biz hekimler tüm yüzü bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Çünkü yapılan diş kişinin yüz karakterini tamamen değiştirebilir. Yaşlılık veya çeşitli sebeplerle diş kaybının olması kişinin daha yaşlı görünmesine neden oluyor. Diş sağlığında gençliği ve üstteki sert dokuyu destekleyen hep alt dokudur. Bu nedenle daha genç ve güzel bir gülüşe sahip olmak için alttaki sert dokuyu güçlendirmek gerekiyor. Bunun da çaresi kişiyi bir bütün olarak değerlendirmek ve baştan sona her şeyi planlamaktır. Çünkü yapılan dişin kalıcı olması gerekir. Bir diş doğru planlanıp yapıldığı zaman uzunca yıl o kişiye hizmet edebilir. Gülüş tasarımına başlamadan önce hasta ile bir ön görüşme yapıyoruz. Bu aşamada yaptığımız ön görüşmeyle hastanın kendi dişlerinden şikayetleri, beğenileri ve yeni dişlerinden beklentileri belirleniyor. Yaptığımız incelemeler doğrultusunda dudaklar, diş eti, dişler gibi bir takım estetik faktörleri önce birbirinden ayrı daha sonra bir bütün olarak ele alıyoruz. Uygun planlama sonrasında alınan ölçüler, fotoğraf ve videolar ile dijital gülüş yani bilgisayar destekli sistemden destek alarak ön bir mock-up çalışması hazırlıyoruz. Dişler üzerinde herhangi bir aşındırma yapmadan, hastanın ağzında prova şeklinde uygulayarak en uygun ve güzel gülüşü yakalamış oluyoruz. Öncelikli amacımız hiç dişi olmayan bireyleri implant yöntemi ile diş sahibi yapmak. İlk olarak fonksiyonu sağladıktan daha sonra estetik için en ideal sonuca ulaşmayı istiyoruz. Hiç dişi olmayan bir kişiye bile en basta ideal gülüşü tasarlayabiliyoruz. Akabinde uzun bir tedavi süreci olan alt yapıyı hazırlayıp yani implantlarımızı ve kemik boyutumuzu istediğimiz seviyeye getirdikten sonra yaptığımız estetik protezler ile en basta planladığımız ideal gülümsemeyi sağlamış oluyoruz? şeklinde bilgi verdi. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —