Tarih: 13.08.2016 13:22

Müzik keyfiniz kulak sağlığınızı bozmasın

Facebook Twitter Linked-in

Günümüzde gelişen teknolojiyle sesli ve görüntülü cihazlarda artan kulaklık kullanımı, kulakları ve işitme sağlığını tehdit eden unsurlar içeriyor. Bu unsurlar arasında kulaklık aracılığıyla dinlenen sesin şiddeti ve dinleme süresi ilk sıralarda yer alıyor.

Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, kulaklık kullanımı öncesi ve sırasında dış kulak kanalı ve kulak zarını tehlikeye atmamak için birtakım önerilerde bulundu.

Enfeksiyon riski var

Günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kulaklıklar, çabuk yıpranarak saklanma ve temas ettikleri alanlara bağlı olarak enfeksiyon riski içerebiliyor. Bu nedenle kulaklıklarda öncelikle hijyenik koşullara dikkat etmek gerekiyor. Günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kulaklıklar, çabuk yıpranarak saklanma ve temas ettikleri alanlara bağlı olarak enfeksiyon riski içerebiliyor. Bu nedenle kulaklıklarda öncelikle hijyenik koşullara dikkat etmek gerekiyor.

Kişinin başkasına ait bir kulaklığı kullanması veya daha önce kullanılmış fakat yeterli temizlik yapılmadan paketlenmiş kulaklıkların kullanımı enfeksiyon açısından büyük risk yaratıyor. Bu açıdan, özellikle seyahatlerde sunulan kulaklıkların tek kullanımlık olduğuna veya ilk kullanan kişi olunduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra uzun süre kulak kanalının kapalı kalması bu alanın nemlenmesine, ısı artışına ve oluşan basınç değişikliğine bağlı olarak ortamın pH değerinin değişmesine, dolayısıyla da kulak cildi üzerinde tahrişe neden oluyor. Bu durum kulaklıkla taşınabilecek veya daha sonra bulaşabilecek bakteri, virüs ve mantarlar için üreme ortamı yaratıyor. Bu faktörler enfeksiyon riskini artırıyor.

Doğru kulaklığı seçin

Bir diğer faktör olarak kulaklıkta doğru seçimin önemini vurgulayan Doç. Dr. Titiz, Profesyonel bir müzik sistemi için kulak içi küçük bir kulaklık ne kadar yanlış ise, parmak boyutunda bir müzik çalar için de profesyonel bir DJ kulaklığı da bir o kadar yanlış olacaktır. Bu nedenle kulaklık seçiminde ses kalitesini belirleyen unsurlara göre rahatlık odaklı bir seçim yapılması, kulak ve işitme sağlığı açısından önem taşıyor? diyor.

İşitme sağlığında sorun yaşamamak için alınabilecek önlemlerden bir diğerini kulak kanalına uygun, yumuşak ve doku uyumlu materyaller ile yapılmış kulaklık seçmek oluşturuyor. Böylelikle hem kulak kanalında oluşabilecek yabancı cisim reaksiyonu hem de cilde yapacağı baskı ile cilt travması ve enfeksiyon riski azalıyor. Tıkaç şeklinde kulak yoluna oturan modellerin kullanımı konusunda hassas olmak gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ali Titiz, Çabuk kirlenen, kullanım süresi uzadıkça kulak kanalında ter ve nemi artıran bu modeller kulak cildi koruyucu bariyerlerini ortadan kaldırdığı için ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle kulak kanalı sorunlarına daha az rastlanan dış kulaklıkların kullanımı öneriliyor? diyor.

Ses seviyesine dikkat edin

Kulaklık kullanımında sesi dış ortamdan etkilenmeden kaliteli bir şekilde kulağa ulaştırmanın amaçlanması gerekiyor. Ancak aynı konforu sağlayabilen her tipte kulaklık, sesin kulak kanalına doğrudan iletilmesi nedeniyle iç kulak travması ihtimalini ortaya çıkartıyor. Buna bağlı olarak geçici veya kalıcı kulak çınlaması ve sinirsel işitme kayıplarıyla karşılaşılabiliyor. Bu durumları önlemek için cihazın en yüksek ses seviyesinin maksimum yüzde 80`i kadar olacak şekilde günde en fazla 90 dakika kulaklık kullanılmasını belirten Doç. Dr. Titiz, daha uzun süreli kullanımlar için ses seviyesinin yüzde 60`ı geçmemesi gerektiğini aktarıyor.

Yaz aylarında risk artıyor?

Yaz aylarında havuz ve deniz faaliyetlerinin artması hem enfeksiyon riskinde artışa hem de dış ortamda daha fazla bulunma, kullanım sırasında daha yüksek ses şiddetine ihtiyaç duyulmasına neden olabiliyor.

Tüm bu faktörler kapsamında dış kulak kanalı ve kulak zarı sağlığının yaz mevsimine girerken muayene edilmesinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Titiz, alınabilecek önlemleri şu sözlerle aktarıyor: Kulak kiri olarak bilinen kulak tıkaçları, kulak zarında var olan delik durumunun belirlenmesi ve gerekli görülen küçük müdahaleler veya önlemler, hem sağlıklı işitme sağlıyor hem de kulaklık kullanımı sırasında oluşabilecek riskleri ortadan kaldırıyor. Ayrıca, kulak kirlerinin veya kulak zarının delik olmasının getirdiği işitme azlığı nedeni ile kulaklık kullanımı sırasında ses şiddetinden korunmuş olunuyor.?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —