Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli`ye açtığı davaları geri çekti

Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli`ye açtığı davaları geri çekti

Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Bahçeli`ye karşı açtığı tazminat davalarını geri çektiğine ilişkin dilekçeler ilgili mahkemelere sunuldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli`ye  karşı açtığı tazminat davalarını geri çekti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın avukatı Hüseyin Aydın`ın mahkemeye sunduğu  dilekçelerde, Erdoğan`ın 29 Temmuz`da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kültür ve  Kongre Merkezi`nin açılışında yaptığı konuşma hatırlatıldı.

 

    Dilekçede, Erdoğan`ın konuşmasında kullandığı, Şu ana kadar şahsıma  her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak affediyorum  ve davalarımı çekiyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendirmezsek millet bizim  yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler  başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu  hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum. ifadelerine yer  verildi.

 

    Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın, demokrasinin gelişmesi ve bu çerçevede  düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması yönünde  gerçekleştirilen tarihi reformların mimarı olduğunun altı çizilen dilekçede,  şunlar kaydedildi:

 

    Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm özgürlükler gibi düşünce ve ifade  özgürlüğünün de sınırları olduğunu, hak sahiplerinin sorumluluk içinde hareket  etmelerini ve özellikle başkalarının haklarına riayetin önemini sürekli  vurgulamıştır.

 

    Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısının, özellikle son yıllarda  başta siyasi parti liderleri olmak üzere muhalif kesimlerde karşılık bulmadığı,  Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yönelik sistematik bir hakaret  kampanyasının yürütüldüğü bilinen bir gerçektir. Ayrıca 2011 yılında bugünkü gibi  dava ve şikayetlerden vazgeçmek suretiyle iyi niyet ortaya konulmuş olmasına  rağmen kısa süreli bir bahar havasından sonra sistematik hakaret kampanyasına  kaldığı yerden devam edildiğine üzülerek müşahede edilmiştir.

 

    Dilekçede, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın şahsına ve ailesine yönelik  hakaret ve iftira içeren saldırılara karşı yasal haklarını kullanmasının  muhalefetin susturulması veya baskı altına alınmaya çalışılması şeklinde  yorumlanmasının iyi niyetli ve gerçekçi bir yaklaşım olmadığı da vurgulandı.

 

    - Fikirlerimizin farklılığı zenginliğimizdir

 

    Dilekçede, Bütün demokratik liderler gibi Sayın Cumhurbaşkanımız da  muhalefetin, yapıcı ve yararlı eleştirinin vazgeçilmezliğinin idrakindedir. Ancak  geldiğimiz nokta itibariyle sorumsuz muhalefetin yıkıcı, ölçüsüz eleştirinin ve  hakaretin muhalefete ve ülkeye bir katkı sağlamadığı, sorunları çözmek yerine  derinleştirdiği, birlik ve beraberliğimizi zedelediği anlaşılmıştır. denildi.

 

    Fetullahçı Terör Örgütü`nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz kanlı darbe  girişiminden ve milletçe ödenen ağır bedellerden sonra tarihi bir fırsat  yakalandığının tartışmasız olduğu belirtilen dilekçede, bu fırsatın kuşkusuz  herkesin aynı fikirde olması değil, milletin asgari müşterekte buluşması,  başkasının varlığına, inancına ve düşüncesine saygı göstermesi olduğu kaydedildi.

 

    Fikirlerimizin farklılığı zenginliğimizdir. ifadesine yer verilen  dilekçede, ancak bu zenginliğin karşılıklı saygı, empati ve özellikle üslup  güzelliğiyle tahkim edilmesi gerektiği, aksi takdirde sahip olunan zenginliğin  bir felakete dönüşmesi ihtimalinin gözardı edilemeyeceği vurgulandı.

 

    Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın milletin asgari müşterekte buluşması, birlik  ve beraberliğin tahkim edilmesi, siyasi hayattaki asgari nezaketin kalıcı olarak  tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle davalardan feragat ettiği bildirildi.