FETÖ`cü hainlerin darbe girişiminde tarihe adını altın harflerle yazdıran bir başka kahraman da Kurmay Albay Sait Ertürk`tü... İki kızına, eşine, ailesine ve vatanına aşık gerçek bir askerdi... Kurmaylık sınavını yüzbaşı rütbesiyle dönem üçüncüsü olarak bitiren ve diplomasını dönemin başbakanı merhum Bülent Ecevit`in elinden alan şehit albayın kızı, babasının ardından hislerini kaleme aldı. Şehidin kızı Zeynep Ceren Ertürk mektubunda şunları yazdı:
BABAMI BENDEN ALDILAR:
İki gün önce babamı aldılar benden. Benden, 8 yaşındaki mis kokulu kardeşimden, biricik aşkı Ceylan`ından, doğurup büyüten, gözünün yaşına kıyamayan anneciğinden, benden, kardeşimden kardeşinden, dostlarından, kardeşlerinden, sevdiklerinden... Gece telefonda konuşmuştum. Bana, Hiçbir şey paylaşma, beğenme. Sosyal medyada ortalık karışık, yanlış anlaşılmaya izin verme dedi. Başına gelmişti çünkü. Kaç yıldır o şerefsiz itlerin oyunlarıyla, kumpaslarıyla, ayağını kaydırmaya çalışanlarla uğraştı. Dün son yolculuğunda da yalnız bırakmayan bir sürü silah arkadaşı gibi.
KENDİNİ SİPER ETMİŞ:
Tek tek o vatan hainlerinin, o şerefsizlerin, beddualarımın teker teker ulaşacağına emin olduğum o itlerin isimlerini saydı. Anneme de söyledi. İkimiz de çok şaşırdık. Ateş püskürüyor, ilk defa açık açık konuştu diye. Kimseyi zan altında bırakmazdı çünkü benim babam. Bu şerefsizlere dur demek gerekiyor. Sabaha durulur ortalık, toplarız onları dedi. Gitme dedim. Ama durur mu benim yürekli babam. Gitmek zorunda değilken aramış valilikten araç istemiş. Herkesi kendi gibi şerefli, onurlu sanan babam eski çalıştığı, ayaklanan 66. Tugay`a gitmiş. Onlar beni dinlerler, severler demiş. Engellemeye çalışmış emir astsubayı. Doğru yolda olmadıklarını söyleyip, Size emrediyorum demiş. O orda ne kadar yürekliyse, bir o kadar kendini bi b.k zanneden şerefsiz vatan hainleri ateş açmışlar. Hiç durur mu benim babam? Siper etmiş kendini iki kişi için. Onlar ölmesin, onlar vurulmasın diye... Kahramanım, şehidim benim. Dün son kez gördüm onu. Hiç şehit görmemiştim. Canımın en içi, biriciğim cenneti gördüğü için 32 diş gülüyordu. Son kez dokundum, yüzüne karşı dolu dolu Babam` dedim.
MELEĞİM OLDUN
Ağladığımızı görünce üzülme babacığım. Özlediğimiz içindir. O kitaplarını altını çize çize okumanı, ilk 3-4 harfini yazıp gerisini hafif karaladığın yazını, sana alışveriş yaparken bize çok güvenmeni, bana bol gelse de şimdi benim kolumda olan saatini, takınca daha da havalı olduğun masada bıraktığın güneş gözlüğünü, bir bacağını altına koyup diğerini uzatarak elinde kumanda oturmanı, İsveç diyetlerini, o küçültmek istediğin göbeğini, bize olan sonsuz saygını ve özlediğimiz için. ... Her akşam karşımda sen oturuyormuş gibi yiyeceğim yemeklerimi, kışın sahlep yapıp seninkini anneme içiriceğim, yazın dondurma koyacam akşamları. Anneme, İrem`e sarılıcam kapıyı açınca senin sarıldığın gibi. Annemi saçlarından öpücem. Seni hep sevicem.
`EN ŞEREFLİ EN KAHRAMAN...`
Ceylan Öztürk Ertürk ise eşinin ardından şunları paylaştı: Biricik eşim, bu ordunun gördüğü en çalışkan, en kahraman, en şerefli askerlerden biriydi. Sait`imin kaderi şehit olmakmış. Onun kahraman silah arkadaşlarını, çeşitli iftiralarla yıllarca hapseden, çoluk çocuk, ana baba üzüntüyle perişan eden, sosyal medyadan, gazetelerden, televizyonlardan o temiz askerlere Dinsiz, terörist, darbeci, hain yaftalarını yapıştıran... Ama bunları kendisi yapmamış gibi benim yiğidimin törenine gelip boy gösteren hainler. Hepinizi Allah`a havale ediyorum!!!