CUMHURBAŞKAN`I BU KATLANABİLİR BİR ŞEY DEĞİL

CUMHURBAŞKAN`I BU KATLANABİLİR BİR ŞEY DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan: NATO üyesi olarak bunu kabullenemeyiz 10.05.2019 - 21:18 Güncelleme: 10.05.2019 - 22:25 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükelçiler ile iftar programında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Biz NATO üyesiyiz, diğer NATO üyelerinin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilere konuşuyor. 

Erdoğan`ın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 
 

Yeni Zelanda`daki terör saldırılarının ardından, Müslümanlara karşı nefret ve tahammülsüzlükle mücadele konusunda Zirve Dönem Başkanı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı?nı Dışişleri Bakanları düzeyinde topladık. Toplantı sonunda açıkladığımız bildiriyle, Birleşmiş Milletler ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütlere, 15 Mart`ın İslamofobiye Karşı Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edilmesi çağrısında bulunduk. Bu çağrımızın hayata geçmesi için ülkelerinizin desteğini bekliyoruz. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Kurulu?nu da toplantıya çağırdık ve bu konudaki kararın kabulüne öncülük ettik. Tüm çabalarımıza rağmen, terör ve yükselen aşırı akımlarla mücadeledeki çifte standartlı yaklaşımın devam ettiğini görüyoruz.  



"TUTARLI VE GÜÇLÜ BİR TEPKİ GÖSTERMELİYİZ"

 

PKK-YPG terör örgütüne, Avrupa?nın dört bir yanında müsamaha gösteriliyor, hatta her türlü destek veriliyor.  Diğer yandan FETÖ terör örgütünün elebaşı ve mensupları, Amerika?da bir malikânede rahatça hayatlarını sürdürebiliyor.
Terör eylemleri için ?terörizm?, bunların failleri için de ?terörist? ifadesini kullanmaktan dahi imtina eden ülkeler biliyoruz. DEAŞ?la mücadelesinde ülkemize yeterince destek vermeyenler, sığınmacılar konusunda da tüm yükü üzerimize yıkmışlardır.  Giderek yoğunlaşan ırkçı, ayrımcı, İslâm karşıtı saldırılar karşısında tutarlı ve güçlü tepki gösterilmemesi, tehlikeyi daha da büyütüyor. Haksız muamele, önyargılı yaklaşımlar, basmakalıp genellemeler, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve nefret söylemlerinin küresel düzeyde en büyük mağduru Müslümanlardır. İslâm karşıtı fikirlerin önünü kesmek için, öncelikle bunların destekçilerinden hesap sorulması şarttır. Bu tür eylemler bireysel görülerek geçiştirilemez. Aksi takdirde yakın bir gelecekte dünyamız, hiç kimsenin güvende olmadığı, huzurlu yaşayamadığı bir yer haline dönüşmeye mahkûmdur.  

"SURİYE`DE ÇÖZÜME ULAŞMAK İÇİN KATKI SUNUYORUZ"

Dünyanın farklı yerlerinde bölgesel ve insani krizlerin hem sayısı, hem de şiddeti artıyor. Yemen, Libya, Afganistan, Somali, Myanmar?da yaşanan acılar bir türlü dindirilemedi. Yasadışı göç, insan ticareti, sınır aşan suçlar gibi tehditler büyümeye devam ediyor. Türkiye, bu krizlerden doğrudan etkilenen ülkelerden biridir. Bunun için kriz yönetimi, dış politikamızda öncelikli bir yere sahiptir. Hemen yanıbaşımızdaki Suriye?de, ülke nüfusunun yarısını yerinden eden ve yaklaşık bir milyon insanın hayatına mal olan savaş 8?nci yılını geride bıraktı. Uzun yıllar çözüm yolunda adım atılmayan Suriye krizini sona erdirmek amacıyla, hem Cenevre Sürecine, hem de Astana mekanizmasına katkıda bulunuyoruz.

"MÜLTECİLER HUZUR İÇİNDE EVLERİNE DÖNEBİLMELİ"

Sadece bunlarla kalmayıp, sahada inisiyatif de aldık. Bugüne kadar, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarımızla toplamda 4 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden temizleyerek, bölge halkını zulümden kurtardık. Oluşturduğumuz güvenli bölgelere 320 binden fazla Suriyeli kardeşimiz gönüllü olarak döndü. İnşallah yakında Suriye?nin sınırlarımız boyunca uzanan diğer bölgelerini de teröristlerden temizleyecek ve ülkemizde yaşayan 3,6 milyon sığınmacının huzur içinde evlerine dönebilmelerine imkan sağlayacağız.



"İSRAİL BASIN-YAYIN ORGANLARINI BOMBALAMAKTAN ÇEKİNMİYOR"

 

Bölgemizin kanayan yarası Filistin sorununun nasıl daha da karmaşık bir hale getirildiğini hep birlikte takip ediyoruz. Son iki yılda Kudüs?le ilgili, uluslararası hukuka aykırı ve kutsal değerleri hiçe sayan pek çok adım atıldı. Bunlar yetmediği gibi şimdi de, mübarek Ramazan ayının hemen öncesinde, Gazze?ye yönelik masum insanların hayatına kasteden, ayrım gözetmeyen saldırılar gerçekleştiriliyor. İsrail?in yönetimi Gazze?de işlediği cinayetlerin gündeme gelmemesi için, bizim medya kuruluşlarımızın da arasında bulunduğu basın-yayın organlarını bombalamaktan çekinmiyor. Basın özgürlüğü konusunda sözüm ona hassasiyet sahibi ülkeler ve kuruluşlar ise bu saldırılar karşısında hiçbir tepki göstermiyor.

Öte yandan Filistin meselesinde, iki devletli çözüm anlayışına zarar verecek tüm girişimlere karşıyız. İslâm İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanlığımız döneminde gerçekleştirdiğimiz iki Olağanüstü Zirve?yle, bu konuda tüm dünyaya mesajlarımızı verdik. Tüm ülkeleri, Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ediyoruz. Ortadoğu ve Avrupa?nın müşterek uzantısı olan Doğu Akdeniz?de de huzur ve güvenliğin tesisi için çalışıyoruz dedi.