Cumhurbaşkanı Erdoğan Arşivlerimizin Gelişimi, Vizyonu ve Tarih Araştırmalarına Katkısı Sempozyumu`nda konuştu. Erdoğan`ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Arşiv milletin ve devletin hafızasıdır. Hafızası olmayan milletler nereden geldiklerini, nerede durduklarını ve nereye gideceklerini bilemezler.
Hep yanarım, Süleymaniye`deki o kütüphanelerimizin, arşivlerimizin haline. Bizi Kağıthane`deki yeni yerin yapımına o itmiştir. Özellikle Osmanlı dünyada en iyi kayıt tutan devletlerin başında gelir. Bugüne kadar Osmanlı arşivlerine yönelik çalışmalarda 31 milyon belge tasnif etmiştir. Cumhuriyet döneminde bu hazinenin kıymeti bilinememiş, önemli bir kısmı heba edilmiştir.
Rami Kışlasını da hem kütüphane hem de bu tür çalışmaların yapılabileceği birimleri kuracağız. İnşaat devam ediyor. Ankara`da 5 milyon ciltlik kütüphanemiz var. Bundan sonra devlet belgelerimizi ecdadımızın hassasiyetini de koruyup değerlendireceğiz.
Tek parti döneminde milletimizin geçmişiyle bağlantılarının koparılmasına yönelik fevkalade bir politika izlenmiştir. Türk tarihini daracık bir kovuğa hapsetmek isteyen bir anlayış türetilmiştir. Sanki milletimizin tarihi 1919`da başlıyormuş gibi bir yaklaşım nakşedilmeye çalışılmış. Milletimiz o engin irfanıyla bu dayatmayı reddetmiş, tarihine sahip çıkmıştır.
Osmanlı arşivi öyle bir hazine ki, 40`tan fazla devletin geçmişini içinde barındırıyor. Türkiye dev bir coğrafyanın hafızasını saklıyor. Pek çok uluslararası sorunun çözümün Osmanlı arşivlerinde aranması boşuna değildir. Coğrafyada adalet yeniden tesis edildiğinde, elimizdeki arşiv belgeleriyle hak yerini bulacaktır.
Orta öğretimden başlayarak Osmanlı Türkçesini yaygınlaştırmamız kültürel açıdan büyük fayda sağlayacaktır. Elimizdeki arşiv hazinesine bir başka ülke sahip olsaydı, tüm dünya bizim arşivlerimizi konuşuyor olurdu.
1915 MESAJI
Ermeni meselesi ve terörle mücadele üzerinden Türkiye`ye insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkanların kanlı bir geçmişe sahip olduğunu görüyoruz. Bizim ecdadımızı da kalpleri fethederek hakimiyet alanını genişletmiştir. Son asırlarda insanlığın yaşadığı büyük kıyımların sorumlusu bugün insan hakları ve özgürlükler havarisi maskesi takanlardır.
Haçlı seferlerinde o dönemin dünyasında 4 milyon insanın ölümünün sorumlusu ne Türklerdir, ne Müslümanlardır. Soykırımdan söz edenler Avrupa`daki Yahudi avını hafızalarından silmiş durumdalar. Ahıska Türklerini trenlerle ölüme gönderenleri unutmadık, unutmayacağız.
Masumların Libya ve Cezayir çöllerindeki feryatlarını bugün de duyuyoruz. Fransa Devlet Başkanı`na söyledim, `Daha bu işlerde yenisin, Cezayir`de, Ruanda`da yaptığınız katliamları biliyorum` dedim. 25 sene önce Ruanda`da 800 bin insanı soykırımda kimlerin öldürdüğü aşikardır ve failleri Fransızlardır. Kalkıp bize ders veriyor Fransızlar.
Katliamların, soykırımların, işkencelerin altını kazdığınızda bugün demokrasi, özgürlük gibi yaygara koparanları göreceksiniz. Ermeni meselesi ve terörle mücadele üzerinden Türkiye`ye insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkışanların hepsi kanlı bir geçmişe sahip.
ARŞİV ÇAĞRISI
Biz arşivlerimizi açtık. Ey Ermenistan senin de var siz de açın, üçüncü ülkelerde varsa onlar da açsın. Tarihçiler gelsin çalışsın. Sonra siyasetçiler olarak bizler konuşalım. Gerçeği bulmak isteyen herkese arşivlerimizin kapıları sonuna kadar açıktır. Ermeni meselesini kaşıyan hiçbir grup ve devlet iddialarını arşivleriyle ispat edememişlerdir."