Kaldırımda yürüyen iki kadın, 25 metre ilerideki bir adamın cep telefonuyla kendilerini görüntülediğini fark etti. Çok geçmeden şahsın fotoğraf çektiğini anlayan kadınlar, polis çağırıp şikayetçi oldu. Güvenlik güçlerinin yaptığı incelemede iki kadının arkalarından tek kare fotoğraflarının çekilmiş olduğu tespit edildi. Mağdurların şikayetiyle olay yargıya taşındı. Savcılık şahıs hakkında ?özel hayatın gizliliğini ihlal? suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Mahkeme, kadınların kamuya açık alanda olmaları nedeniyle özel hayatın gizliliği suçunun oluşmadığını belirterek sanık hakkında beraat kararı verdi. Savcılığın itirazı üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, özel hayat kavramının kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısından ibaret olmadığına dikkat çekti.
Kamusal alan `rızası var` anlamına gelmez
Kamuya açık alanda ?kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık? prensibinin geçerli olduğunu vurgulayan Yargıtay, bir kişinin sokakta bulunmasının izinsiz olarak görüntü ve sesinin kaydedilmesine rıza gösterdiği anlamına gelemeyeceğine karar verdi. Sanığın özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğine hükmeden yüksek yargı, kararı bozarak dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi.