Türkiye, Fırat?ın doğusuna yönelik askerî operasyon için hazırlıklarını tamamlarken bir yandan da üçlü ve dörtlü Suriye zirvelerinde alınan ?demokratik çözüm?e yönelik kararların takibini yapıyor. İç savaşa son vermek üzere Soçi, Tahran ve İstanbul?da buluşan Rusya, İran ve Türkiye ?BM ve uluslararası toplumun desteklediği, Suriye?deki tüm tarafları temsil eden bir Anayasa Komisyonu kurulması? kararı almıştı. Erdoğan, Putin, Macron ve Merkel?i bir araya getiren İstanbul?daki Dörtlü Zirvede de ?demokratik anayasaya vurgu yapılmıştı.
Önceki gün ?BM şemsiyesi altında Suriye için yeni bir anayasa oluşturulmalı? diyen Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu, Esad ile siyasi temas için de ?Eğer demokratik ve güvenilir bir seçim olursa herkes durumunu gözden geçirir? demişti.
SİYASİ ÇÖZÜME YOL AÇACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ?Ülkemize son yıllarda kurulan tuzakların en önemli aracı Suriye meselesidir. Pervasızca oynanan oyun bir milyon insanın hayatına mal olmuştur. Esad bir milyon insanı katletmiştir. Suriye?de sadece Türkiye?nin güvenlik altına aldığı bölgelerde huzur var. Onun dışındaki her yerde zulüm var. Suriye topraklarını karış karış tarayacağız. Siyasi çözüm yolu açılana kadar o topraklardaki mücadelemiz sürecek? diyerek siyasi çözümün önemine dikkat çekti. Erdoğan, Suriye halkının tamamını kapsayan yeni bir anayasa ile gidilecek demokratik seçimin siyasi çözüm için yolu açacağına dikkat çekti.
TERÖRÜN HEDEFİ TÜRKİYE
15 Mart 2011?de başlayan rejim karşıtı gösterilerin Esad tarafından güç kullanarak bastırılma girişimi sonrası iç savaşa sürüklenen Suriye, terör örgütlerinin yuvası hâline geldi. Her türlü laboratuvar örgütün de aralarında olduğu küresel militanlar, maşası oldukları ülkelerin amaçları doğrultusunda senelerdir terör estiriyor. Terör gruplarının hedefindeki en önemli ülke ise ne yazık ki Türkiye. Suriye?den hem Türkiye sınırlarına füze ve roket saldırıları hem de Türkiye içinde terör eylemlerini sürdüren militanlar bugüne kadar 200?den fazla insanımızı şehit etti. Türkiye ilk olarak 26 Ağustos 2014?te Fırat Kalkanı, 26 Ocak 2018?de de Zeytin Dalı Harekâtı ile Suriye?ye yönelik operasyon başlatmış ve başta DEAŞ olmak üzere PKK ve radikal örgütlerin de aralarında olduğu terör gruplarına ağır kayıplar verdirmişti. NATO müttefikimizi ABD?nin DEAŞ?la mücadele gerekçesiyle himaye edip silahlandırdığı YPG/PKK?nın sınırlarımızda terör devleti kurma girişimleri üzerine yeniden gündeme gelen Fırat?ın doğusuna yönelik askeri operasyon Türkiye?ye yönelik ?işgalci? suçlamalarını da beraberinde getirdi. Türkiye bu iddialara ilk kez muhatap olmuyor. Türkiye hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı Harekâtları ile terörden arındırdığı bölgelerde iddia edilenin aksine işgal değil yeniden imar ve yerlerinden edilmiş insanların geri dönüşlerini sağlarken işgalci suçlamalarına muhatap olması oldukça manidar. İki yıl öncesine kadar da DEAŞ?a yardım etmekle suçlanan ancak DEAŞ?a yönelik tek başına yaptığı operasyonda yüzlerce teröristi etkisiz hâle getiren Türkiye, Musul, Rakka ve Deyrizor?da DEAŞ?a karşı yapılan operasyona üstelik te DEAŞ?la Mücadele Uluslararası Koalisyonu üyesi olmasına rağmen kabul edilmemişti.