İşte Binali Yıldırım`ın konuşmasından satırbaşları:
Geçen yıl bu kürsüde başbakan konuşuyordu bugün başbakan yok. Yeni sistemle beraber yürütme görevi milletimiz tarafından doğrudan seçilen cumhurbaşkanı ve kabinesi tarafından yerine getirilmektedir. Güçlü meclis güçlü hükümet güçlü Türkiye hedeflerine adım adım ilerliyoruz.
Milli paramız Türk lirası üzerinden ekonomimize yönelik bir saldırı ile karşı karşıyayız. Dövizdeki dalgalanmalar Türkiye`nin ekonomik göstergeleriyle izah edilemiyor. Bu gelişmelerin temeli ekonomik değil siyasidir. Ülkemize yönelik bir şer kampanyasının sonucudur. Bu kampanyanın arkasında olan yönetimlerin hukuk devleti ilkelerine Türk yargısına ve uluslararası hukuka saygu duymaya davet ediyorum.
Bir takım asimetrik hamlelerle Türkiye`yi hizaya getirmeye çalışmak sevdasından bir an önce vazgeçmeleri çözüm için yegane yoldur. Türkiye bu krizden bu sorundan başarıyla çıkmasını bilecektir. Amerikan yönetimi birtakım söylemlerle başkanın sorumsuz tweetleriyle istediğini yaptırmaya çalışmak yerine yasalarımıza saygı çerçevesinde çözüm aramalıdır. Hala çözüm fırsatı olduğunu düşünüyoruz, çözüm için konuya suhuletle yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz Bu konuda ilk adımı atması ve tutarlı bir noktaya gelmesi gereken ise Amerikan yönetimidir. Milletimiz oynanan oyunu gayet net görmektedir.
Bir buçuk asırdır ülkemiz üzerine oynanan oyunlara artık karnımız toktur. Vatandaşlarımız sistematik bir saldırı altında olduğumuzu gayet iyi değerlendiriyorlar. 15 Temmuz hain FETÖ derbesiyle sonuç alamayanlar bu kez de hüsrana uğramaya mahkum olacaklar. Milletimiz böyle durumlarda dayanmak dayanışma içinde olmak gerekirse fedakarlık yapmak konusunda kararlıdır. Biz de gazi meclis olarak her türlü düzenlemeyi parti ayrımı gözetmeksizin milli şuur içinde yapmaya hazır olduğumuzu buradan ilan ediyorum.
Bu yaşananlar açıkça gösteriyor ki Türkiye`ye yapılanlar yarın başkasına da yapılabilir. Uluslararası camianın Kudüs`te olduğu gibi hep birlikte ses vermeleri gerekmektedir.
Ekonomik saldırılar karşısında yapmanız gereken diğer önemli bir girişim de Türk ekonomisine müteşebbisimize, ihracatçımıza yeni imkanlar bulmak, yeni kapılar aralamaktır. Zira, bu gelişmelerin müspet taraftan baktığımızda ülkemizin ihracatta rekabet gücünü de arttırdığını ve turizmini de olumlu yönde etkilediğini söyleyebiliriz.