Ali Koç yönetimi açık söyleyelim transfer döneminde bazı acemilikler yapıyor. Comolli`ye rağmen yapılan bu acemilikler haliyle yeni yönetime eleştirileri de beraberinde getiriyor. Ali Koç yönetimi öncelikli ve acil olarak bütçeleme işine önem verdi. Şaban Erdikler ve Burhan Karaçam finansal tabloyla uğraştılar; uğraşıyorlar. Başkan da önceliği haliyle buraya verdi. Futbol takımı kurma işi hemen akabinde geldi ve acemilikler burada başladı. Comolli tercihi tartışılabilir ama model Ali Koç`un aklındaki modeldi. Bence Aykut Kocaman konusu çok ve gereksiz uzatıldı. Bu esnada 2 kez Maurizio Sarri`ye teklif götürüldü ama `Dünya futbolunun yükselen değeri" teklifleri reddetti. Akabinde Cocu ile anlaşıldı. Kocaman işinin sürüncemede bırakılması hariç kararlar doğruydu bana göre..
Ancak iş transfer boyutuna geldiğinde şu ana kadar acemilikler yapıldığını söylemeliyim. Dün bir okurum şöyle bir mesaj atmış: "Kombineler çıkana kadar Bas Dost-Wilshere; kombineler bittikten sonra Berke ve Barış.. Biz Fenerliler Ali Koç`u samimiyeti için sevdik ve seçtik. Bunlara gerek yoktu.." Bu okurumun düşündüğü gibi `kandırıkçılık` yapıldığını düşünmüyorum. Berke ve Barış`ın transferlerini önemsiyorum ama Comolli ve yönetimin hatalarının da olduğunu söylemek durumundayız:
Eski yönetimin yıllardır eleştirilen "Kampa transferler yetiştirilemedi" durumu aynen süruyor. Muhtemelen ilk resmi maça Berke-Barış hariç 1 ya da 2 transferle çıkılacak.
Ama bence her şeyin başında en büyük kusur açık olmamak. Ali Koç`un sürekli vurguladığı, "İletişim en kısa sürede en hızlı yol alacağımız konu" demesine rağmen tersine bir gerileme sözkonusu.
Transfer gizli yapılmalı, eyvallah ama gereken yerde şeffaflık ve ulaşılabilirlik oluşmadı henüz. Kulübün iletişim sorumlusu kim, Ali Bey`e açıktan küfreden doğrudan Aziz Bey`ci 3-4 kişi halen kulüpte yerlerini koruyor mesela.
Comolli ve Cocu`nun doyurucu bir açıklamasını duyamadık henüz. Bu tip acemilikler krediden yiyor. Misal gelelim başlıktaki sorumun cevabına, rakiplerin dalga konusu haline gelen Wilshere transferine. Yıllık 4.5 milyon Euro isteği dahil kabul edilen İngiliz futbolcu en son; 6.5 milyon Euro açıktan para ister. 5 milyon Euro`su kendine imza parası; 1.5 milyon Euro da menajeri için. Ali Koç da doğal olarak "Masadan kalkın" der.
Eski yönetim olsa "Bu kadar ismi çıktı, alamazsak tefe koyarlar" diye düşünüp kulübe ekstra 6.5 milyon Euro masrafa sokarlar mıydı? Pek muhtemel. RvP; Krasiç gibi transferleri hatırlayınca muhtemelen eski yönetim 6.5 milyon Euro fazla verip Wilshere`i alırdı.
Şimdi bu kesin bilgiden sonra bazı kırgın Fenerbahçeliler belki de "İyi ki almamışız" diyebilirler. Kendi adıma uzun zamandır tanıdığımız bir isim olan Wilshere`e; bu ekonomik koşullarda bu parayı vermeyen yönetimi tebrik ederim. Ama işte misal bir bilgilere ulaşamayan ben de dahil bir kısım Fenerbahçeli, "Wilsehere işini beceremediler" yorumunu yaptık. Diyorum ya, iletişim şeffaf politika çok önemli diye.. Comolli ve yönetimin futbol takımı kurma konusundaki gecikmeleri; bir takım acemilikleri konusunda aynı yerdeyim. Ama anlattığım bilgiler ışığında Wilshere`i almama sebeplerini makul buluyorum.