Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, 2017 yılında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle sıkıntılı günler geçirdi ama ailesinin ve hayranlarının desteğiyle zorlukları geride bıraktı. Yeni yıla eşi Selim Soydan ile birlikte Londra`da giren Koçyiğit, GÜNAYDIN için bir yeni yıl mektubu kaleme aldı. 2017`de yaşadıklarını duygusal bir yazıyla anlatan usta oyuncu, gelecek yıldan dileklerini de tüm samimiyetiyle dile getirdi.
"2017`ye şahsi açıdan bakarsam benim için korkutucu bir yıl oldu. Ameliyattan korkan bir insan olarak kötü bir hastalıkla karşı karşıya kaldım. Benim canım kızım Gülşah`ım meme kanserine yakalandığında isyan etmiş "Neden o, keşke ben olsaydım o olmasaydı." demiştim... Neyin isyanı ve kime karşıydı? Çok değil aynı korkuları yaşadım ve yaşattım. Kişi ne istediğini bilmeli, neyi, ne şekilde arzu ettiğini... "Buraya kadarmış" dediğim zaman ben de deneyimledim ki `erken teşhis hayat kurtarır` ve gördüm ki `sevgi` en büyük ilaç. Ben milyonların sevgisini, iyi dileklerini gördüm, çıkarsızca. İçtenlikle. "Hülya" dedim, "Her kötünün ardında iyilikler de var işte bak, seninle..."
Şu an çok şükür her şey iyiye gidiyor sağlığımla ilgili ve de dilerim tüm hastalar acil şifalarını bulur.
Ve yeni yıl... Yeni umutlar...
İlk saatlerinden itibaren `keşke` ile başlayan 2017`ye veda zamanı...
Sen `iyi ki`lerin yılı ol 2018.
Sen sevginin yılı ol.
Sen barışın yılı ol.
Sen dayanışmanın yılı ol.
Sen kardeşliğin, sen dostluğun, sen bütünlüğün yılı ol.
Sen vicdanın, insanlığın yılı ol 2018.
Silah seslerinin sustuğu, anaların ağlamadığı, kimsenin vatanından edilmediği, tüm bozuk sistemlerin düzeldiği, özgürce konuşmanın karşı tarafta sadece -aynı paydada olmasa dahi- saygı uyandırdığı, insanların birbirini dinlediği, hastalıkların son bulduğu, şifalarıyla gelen bir yıl ol.
Sen öyle bir yıl ol ki; bu enfes coğrafyasıyla, insanıyla, taşı, toprağı altın olan güzel ülkemin üzerine güneş gibi doğ...
Sen öyle bir yıl ol ki 2018, tüm dünyada savaşı durdur. Sadece çocukların kahkaha seslerinin yükseldiği oyunlarıyla dolu ol. İnsanların yüreğine vicdan, hareketlerine saydamlık kat.
Teknolojinin hızla ilerlediği, mekanikleşen, saygısızlaşan, sevgisizleşen, tahammülsüzleşen insanlarımızın yüreğine ilk saatlerinde ateşi, acıyı değil; sabrı, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, sanatı koy. Sanatın iyileştirici gücünü kullanmayı öğret. Ülkemizin sayısız başarılarıyla anıldığı bir yıl ol. Ötekileştirmeyi al, dinlememeyi al, bencilliği al götür 2017...
Sevginle gel 2018..."