Türkiye?nin 15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup askerin gerçekleştirdiği darbe girişiminden ekonomi alanında zarar görmemesi için birçok adım atıldı. Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin sonucunda alınan kararlarla gerekse hükümetin iş dünyası için açıkladığı geniş çaplı teşviklerle Türkiye ekonomisinin darbe girişimi sonrası yara alması engellenmeye çalışılıyor. Türkiye?nin demokrasi ve milli beraberlikte olduğu kadar ekonomide de gücünü dünyaya kanıtladığını belirten Levent Uysal, ?15 Temmuz?daki hain darbe girişimini püskürten Türkiye, ekonomide de gücünü dünyaya kanıtladı. Piyasalar hızla toparlandı, güçlü temelleri olan ekonomi, ağır sarsıntıyı en az zararla atlatmayı başardı. Hükümet açıkladığı teşviklerle iş dünyasında normalleşmenin önünü açtı? dedi.
?HIZINI KESMEYEN BÜYÜK TÜRKİYE?
Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın tüm bu çabaları karşısında sıranın hız kesmeden büyümeye devam etmesi gereken yatırımlara geldiğini vurgulayan Uysal, açıklamalarına şöyle devam etti: ?Yeni Türkiye, hızını kesmeyen büyük Türkiye. Önümüzdeki süreç iş dünyasının da gerçek gücünü ortaya koyma dönemi olacak. Yatırımların frene basmadan devam edeceği, üretimin çarklarının her zamankinden daha hızlı döneceği, istihdamın ve ihracatın artacağı yeni bir seferberlik dönemi başlıyor. Şüphesiz, perakendeden inşaata, sağlıktan turizme, eğitimden teknolojiye ve finansa kadar bütün sektörlerin ekonomiye katkıları olacaktır. Ülkedeki milli birlik ve beraberlik havası yatırımlarla sürecektir. İş dünyasının önemli oyuncuları yeni Türkiye?nin kalkınma hamlesine büyük katkılar sağlayacaktır. Tüm bunlar da demokrasi nöbetlerinin devam hamleleri olarak ülkemizin tökezlemesini isteyen iç ve dış unsurlara ikinci püskürtmeyi yaşatacaktır.?
?ÖĞRENCİ DOSTU YAKLAŞIM İLE YÖK?Ü DESTEKLEMELİYİZ?
Darbe girişimi sonrası yükseköğretim sisteminde meydana gelen değişimlere de değinen Uysal, ?15 Temmuz sürecinin ülkemiz yükseköğretim sistemine ister istemez olumsuz etkileri oldu. Gerek kapatılan 15 üniversite, gerekse yürütülen soruşturmalar sonucu görevden uzaklaştırılan akademik ve idari personel nedeni ile ivedilikle tamir edilmesi gereken bir vaziyet ortaya çıktı. Ancak Yükseköğretim Kurulu aldığı yerinde ve basiretli kararlar ile yükseköğretim sistemimizin sekteye uğramadan sürdürülmesini sağladı. Şimdi biz üniversitelere düşen görev, öğrenci dostu bir yaklaşım ile YÖK kararlarını desteklemek ve gerek maddi gerekse meydana çıkabilecek ekstra bürokratik iş yükünden yüksünmeden ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için çalışmaktır? diye konuştu.