Genç hakim adayı Didem Yaylalı, başarılı bir hukuk öğrencisiydi. Mezun olduktan sonra Ankara Barosu avukatıyken, 2009 yılında hakimlik sınavını kazandı. 2010?da staja başladı ve Ocak 2012?de de son eğitimini almak üzere Türkiye Adalet Akademisi?ne girdi. Ancak uğradığı baskı ve müdaheleler onu çok sevdiği mesleğinden soğuttu.
Giyim tarzı ve alkol aldığı gerekçe gösterilerek mesleğe kabul edilmeyeceği söylenen genç hakim adayı, girdiği bunalım sonrası 2013 yılında Fethiye?de bir otel odasında yaşamına son verdi. Yaylalı ailesi, dönemin Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ve eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ile tetkik hakimi Mustafa Arslan?ı kızlarının ölümünden sorumlu tutmuştu. Ailenin iddiasının hedefinde yer alan Yıldırım, Okur, Hamsici ve Arslan, darbe girişimi sonrası hukuk camiasında yürütülen soruşturma sonrası tutuklandı.
Söz konusu kişilerin tutuklanması üzerine Milliyet?e konuşan Yaylalı?nın babası emekli astsubay Yaşar Yaylalı, bu isimlerin kızının ölümünden sorumlu olduğunu ve 3 yılın sonunda haklı çıktığını belirterek, şunları söyledi:
?Böyle olmasaydı?
?Kızımı kaybettiğim ilk andan itibaren söylüyorum. Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım?ın, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur?un, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici?nin ve Didem ile ilgili ilk rapor düzenleyen tetkik hakimi Mustafa Arslan?ın gerçek yüzlerini polise verdiğim ifade de söyledim. Yaşadığım durumu anlatmak mümkün değil. Haklı çıktığıma üzüldüm, keşke böyle olmasaydı. Kızımı kaybettim, yuvam dağıldı. Kızımın ölümünden sorumlu olanlar ceza almadan yüreğim soğumayacak.?
Başbakan Yıldırım: ABD?nin Gülen konusunu ele alış biçiminden üzüntülüyüz