Cilt kanseri dünyadaki en yaygın kanser türlerinden biri. Öyle ki ABD`de yapılan istatistiklere göre her sene 500 bin yeni cilt kanseri vakası ortaya çıkıyor.
Son yıllarda katlanarak artan cilt kanseri özellikle 25-29 yaşlarındaki kadınların en sık kanser nedeni haline geldi. Daha önce ileri yaşlarda ortaya çıkan melanom dışı cilt kanserleri de artık 40 yaş altında da görülmeye başlandı. Bu artışların ise başta güneş ışınları ve incelen ozon tabakası gibi birçok sebebi var.
Malign melanom cilt kanserleri içinde ise en tehlikeli olan tipi. Cilt kanseri her ne kadar diğer kanser türleri kadar ölümcül olmasa da güneşin zararlı ultraviyola ışınlarına karşı gerekli önlemleri almak ve düzenli olarak dermatolojik muayeneden geçmek çok önemli Dermatoloji Uzmanı Dr.Hülya Sağlam toplumda cilt kanseri hakkında ?doğru sanılan? 8 ?yanlış? bilgiyi anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Ailede görülmemiş olması yeterli değilMalign melanoma dışı cilt kanserlerinde aile hikayesi yüzde 10 etkili olurken, bu oran malign melanomda yüzde 35`e yükseliyor. Cilt kanserinde genetik durumunuzun yanı sıra kişisel hikayeniz de önem taşıyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Sağlam cildinizde güneş yanığı sorunu yaşamışsanız ve 50 den fazla beniniz varsa, cilt kanserine yakalanma riskinizin katlanarak arttığına dikkat çekerek, ?Ayrıca 35 yaş öncesinde sadece bir kez solaryuma giren kişilerde malign melanoma riski yüzde 75 artıyor.? diyor.
`Güneşlenmiyorum cilt kanseri olamam`Yapılan anketlerde her 100 kadından 50`si güneşe maruz kalmadığını düşünse de yüzde 43 ünde güneş yanığı tespit edilmiş. Hayatı boyunca 5 `den fazla güneş yanığı olanların oranı da yüzde 72`ye yükseliyor ki bu son derece tehlikeli olan malign melanom kanserine yakalanma riskini 2`ye katlıyor.
Bronzlaşmak cilt kanserinin en önemli nedenlerinden biriYapılan anketlerde her 100 kadından 50`si güneşe maruz kalmadığını düşünse de yüzde 43 ünde güneş yanığı tespit edilmiş. Hayatı boyunca 5 `den fazla güneş yanığı olanların oranı da yüzde 72`ye yükseliyor ki bu son derece tehlikeli olan malign melanom kanserine yakalanma riskini 2`ye katlıyor.
D vitamini için 15 dakika güneş yeterGüneşlenmeyi haklı göstermek için faydalarını abartmamalıyız. D vitamini ihtiyacı için vücudun herhangi bir alanının günde 15 dakika güneşte kalması yeterli geliyor. Bu süreden daha fazla güneşte kalmak ise cilt kanserine adeta davetiye çıkarıyor.
Güneş koruyucu sürmek yeterli değilGüneş koruyucu ürünü sürmeniz, tüm gün boyunca güneş altında kalabileceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü güneş koruyucuların etkisi ortalama 2 saat sürüyor. Yapılan bir ankette her 100 kişiden 81`i güneş koruyucu kullandığını söylese de, bu kişilerin yüzde 50`ye yakınında güneş yanığı oluşmuş. Bu da ankete katılan kişilerin önemli bir bölümünün güneş koruyucuyu yetersiz ya da yanlış kullandığı anlamına geliyor. Güneş koruyu ürünü güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce sürmeli ve ortalama 2 saatte bir yenilemelisiniz. Sahilde ise daha sık sürmeyi ihmal etmeyin. Kapalı ortamlarda olsanız da açık alanlara da güneş koruyucu uygulamalısınız.
Koruyucu krem göz kapaklarına bile sürülmeliGüneş koruyucu ürünleri göz kapaklarımıza, kulaklara, kolların iç kısımlarına ayak üstlerine, enseye, saç deresinin sınırlarına sürmemiz önemli. Saçlı deride özellikle saçları seyrek olan kişiler sprey formunda güneş koruyucularını kullanabilirler. Ayrıca mümkün olduğunca şapka takmak da daha etkili bir koruma sağlıyor.
Yılda bir kez dermatolog muayenesiKendi kendimize muayene olduğumuzda sırt, kalça, ense ile genital bölgedeki sorunları fark edemeyebiliyoruz. Bu nedenle yılda bir kez dermatoloji uzmanına cilt kontrolü yaptırmak son derece önemli, çünkü erken tanı hayat kurtarıyor. Kontrol sırasında aile öykünüzü ve geçmişte güneş yanığı ile solaryum hikayeniz varsa, bunu hekiminizle paylaşmayı da ihmal etmeyin.
Tüm benler tehlikeli değildirSanılanın aksine benlerin alınması kesinlikle kanserleşmeye ya da kanserin yayılmasına neden olmuyor. Doktorunuz riskli gördüğü benden bir kısmını ya da tamamını kriyoterapi, ablatif lazer veya cerrahi olarak çıkarmak isteyebilir. Bunun kesin tanı konulması, yani patolojik tetkik için yapılması gerekiyor.