Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği`nde görevli Doç. Dr. Ahmet Oğuz Hasdemir`in hasta yakınları tarafından darbedilmesine ilişkin, Şunu açıkça söylüyorum vatandaşın bizim başımızın üstünde yeri var. Her türlü hizmeti ona vereceğiz. Her türlü sabrı ona gösteririz, göstermek zorundayız, vazifemiz bu. Ama her kim bir sağlık çalışanına elini kaldırırsa bilsin ki o eli en azından Sağlık Bakanlığına kaldırmıştır. dedi.
Akdağ, bir otelde düzenlenen İl Sağlık Yöneticileri Değerlendirme Toplantısı`nda 81 ilin sağlık ve halk sağlığı müdürleri, kamu hastaneleri genel sekreterleri ile bir araya geldi.
Toplantıda yaptığı konuşmada, 2003 yılından bugüne sağlıkta dönüşüm programında yapılanları hatırlatan Bakan Akdağ, programın başarıyla sürdürüldüğünü, Türkiye`de vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnuniyetinin yüzde 39`dan yüzde 70`lere çıktığını belirtti.
Sağlık göstergelerinde de iyileşmeler yaşandığını vurgulayan Bakan Akdağ, Bunların en başında doğan bir çocuk için beklenen hayat süresi var. `Doğumda beklenen yaşam süresi` diyoruz buna. Bu da 72 yaştan, 78 yaşa çıktı. Anne ölümleri, yüz bin hamileden 70`lerden 15`lere geriledi. Bebek ölüm hızları binde 30`lardan binde 7`lere geriledi. diye konuştu.
Sağlıkta sürdürülebilir bir sistemin kurulduğunu ancak daha alınacak mesafelerin bulunduğunu anlatan Akdağ, Türkiye`de yılda kişi başına 500 dolar civarında bir sağlık harcamamız var. Bunun 400 dolara yakınını devlet olarak, kamu bütçesinden harcıyoruz, geri kalanını da vatandaş bir şekilde harcamış oluyor. Vatandaşın cebinden harcadığı miktar yüzde 17`ler civarında. ifadelerini kullandı.
Hastalık yükü yüzde 4 azaldı
Akdağ, yapılan çalışmalarla vatandaşların sağlık hizmetine daha kolay ulaştıklarına işaret ederek, hastalık yükünün 2003`ten bu yana yüzde 4 civarında azaldığını bildirdi.
Hastalık yükünün değiştiğini de vurgulayan Bakan Akdağ, Geçmişte anne, bebek ölümleri, bulaşıcı hastalıklar, aşıyla korunabilir hastalıklar ön plandayken, yeni hastalık yükü büyük ölçüde kalp ve damar hastalıkları, felçler, akciğer ve solunum yolu hastalıkları, şişmanlık ve hareketsizliğin neden olduğu şeker hastalıklarıdır. dedi.
Türkiye`nin hastalık yükünün, gelişmiş ülkelerdeki gibi olduğuna dikkati çeken Akdağ, şöyle konuştu:
Bulaşıcı olmayan, kronik hastalıklar ön plana çıktı. Dolayısıyla bizim yeni bir sisteme, yeni bir bakışa, yeni bir organizasyona ihtiyacımız var. Yine başta Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın talimatlarıyla Sağlıkta Dönüşüm Programı`nın ikinci fazını başlatıyoruz, 2017`den itibaren. Sahada ciddi bir çalışma yaptık. Şimdi politika laboratuvarları oluşturduk. Buralarda çalışarak önümüzdeki 4 ay içerisinde stratejimizi yenilemiş oluyoruz. Bu stratejiye uygun inisiyatifleri, aktiviteleri yenilemiş olacağız.
İl müdürlükleri, halk sağlığı kurumları, kamu hastaneler birliği genel sekreterlikleri ve hastanelerin bu ikinci fazın uygulayıcıları olacaklarını bildiren Akdağ, Asıl işi yapacaklar sahadaki sağlık çalışanlarıdır. ifadesini kullandı.
Bakan Akdağ, 2017`de kamudan sağlığa 107 milyar lira para ayırdıklarını belirterek, Gücümüz yeterse az da olsa bunu farklı kaynaklardan, Maliye Bakanlığından yıl içerisinde artırmaya çalışıyoruz. diye konuştu.
Bu kadar az parayla bu kadar yüksek bir memnuniyet ve bu kadar yüksek yaşam süresinin dünya da hiçbir ülkede olmadığını kaydeden Akdağ, bundan sonrası için farklı bir programa ve vizyona, sıfırdan başlıyormuş gibi yeni bir heyecana ihtiyaç bulunduğunu anlattı.
Çalışmaları ekip ruhuyla yapacaklarını aktaran Akdağ, bu ekibin orkestra şefinin il müdürleri olduğunu belirtti. Salonda bulunan akıllı tahtaya vatandaş ve adanmışlık kelimelerini yazan Akdağ, Bizim işimiz vatandaşın işini kolaylaştırmaktır. dedi.
İki gündür gerçekleştirdikleri toplantılarda lüzumsuz yapılan sezaryenler ve gereksiz antibiyotik kullanımını konuştuklarını ifade ederek, çeşitli örnekler veren Akdağ, il müdürlerine şöyle seslendi:
Yeni dönemde ne yapıyorsak onu bilime, vatandaşın ihtiyacına, hukuka göre yapacağız ama hukuku ya da kuralları bir direnç mekanizması haline getirmeyeceğiz. Bunun direnç mekanizması haline gelmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunu siz sahada tespit edeceksiniz gerekiyorsa kanunu, yönetmeliği, genelgeyi değiştiririz. Kanunları kim için yapıyoruz vatandaşın işini kolaylaştırmak için herhangi bir uygulama vatandaşın işini kolaylaştırmıyorsa onu değiştirmek zorundayız, bir şekilde değiştireceğiz. Aksi takdirde işimizi yapmamış oluruz.
Bakan Akdağ, yeni dönemdeki hedefleri de sıralayarak, konuşmasına şöyle devam etti:
Ana hedefler, memnuniyeti artırmak, halkın sağlık durumunu iyileştirmek, vatandaşın sağlığa para harcadığı için perişan olmasını engellemek. Bizi buraya götürecek başka birtakım aktiviteler var. Bunların başında sigarayla mücadele etmek, şişmanlık ve hareketsizlikle mücadele etmek, anne ve çocuk sağlığı ile ilgili çabalarımızı 112 ile başlayan, bazen bir hastanede sonlanan zincir içinde geliştirmek var. Bunların içinde kalp krizlerine özellikle erken kalp krizlerine karşı vatandaşı korumak ve eğer kalp krizi geçirmişse ona erken müdahale etmek var. Bir felce erken müdahale etmek var. Trafik kazalarıyla mücadele etmek var, bütün bunları yan yana koyduğumuz zaman iyi bir organizasyon şeması altında çalışmamız gerektiği açık.
Palyatif yatakların sayısını artırıp, yoğun bakımlardaki yükü azaltacaklarını anlatan Akdağ, hayatının sonuna gelen hastalar için hastanelerde özel odalar oluşturacaklarını, orada ailesiyle bulunmasına, bir taraftan temel tıbbi müdahaleler yapılırken, birtakım dini vecibelerin yerine getirilmesine fırsat verileceğini belirtti.
Bazı gazetelerde bu konuda eleştirilerin yer aldığını aktaran Akdağ, Yazıklar olsun. İnsanlık ancak bu kadar kaybedilebilir. Hangi inançtan olursa olsun, hangi dinden olursa olsun. İster Yahudi, ister Hristiyan, ister Hindu ister Müslüman olsun. Bizim ülkemizde Müslümanlar büyük bir çoğunlukta olduğuna göre en büyük ihtiyaç oradan kaynaklanacak demektir. Tabii ki biz ona o son döneminde hasta ve ailesine bu husustaki hizmeti vermek zorundayız. Mekanik bir şeyden bahsetmiyoruz ki insandan bahsediyoruz. diye konuştu.
Ankara`da hasta yakınlarının doktora saldırısı
Konuşmasında doktor Hasdemir`in hasta yakınlarının saldırısına uğramasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Akdağ, şunları söyledi:
Ankara`da bir hastanemizde bir doktor kardeşimize fütursuzca saldırıp, zarar verdiler, darbettiler. Kendisiyle de ben görüştüm. Şunu açıkça söylüyorum vatandaşın bizim başımızın üstünde yeri var. Her türlü hizmeti ona vereceğiz. Her türlü sabrı ona gösteririz, göstermek zorundayız, vazifemiz bu ama her kim bir sağlık çalışanına elini kaldırırsa bilsin ki o eli en azından Sağlık Bakanlığına kaldırmıştır. Ben bunu böyle algılıyorum. Yakından takip etmeye biz bakanlık olarak devam edeceğiz. Verdiğimiz hizmetin kıymetini biliyoruz ama bu hizmeti verenlere karşı kabalık, sözel şiddet, doğrudan fiziki şiddet, hakaret buna asla müsaade etmeyeceğiz.
Akdağ, bu konuda alınan yasal tedbirleri anımsatarak, Yeni yaptığımız bir kanun var. Bu kanuna göre, görevi başında her türlü yaralama eylemi tutuklamayla sonuçlanacak. Geçmişte bu hususta şikayetlerimiz vardı. diye konuştu.
Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.