Çanakkale Savaşlarının yüzüncü yıl dönümünü anıyoruz. Çanakkale Şehitlerle, zaferle anılan bir vatan parçası. Tarih boyu bu şerefle bilinecek. Tıpkı tüm vatan sathını, önceleri de ecdadın vatan yaptığı, kan döktüğü, şehitler verdiği coğrafyalarda olduğu gibi!... Müslüman Türklerin İslam sancağı ile asırlara damgasını vuran her kutlu olayda olduğu gibi, Çanakkale ruhunun abideleştiği, Şehitlerin ölümsüzleştiği günleri bu vesile ile yeniden gururla yaşıyoruz. Tüm Şehitlere Allahtan rahmet diliyoruz.

    Dinden bahsedersin gerici, tarihten söz edersin hamaset, milliyet dersin    ırkçı ... derler! Ne derlerse desinler, biz şehitlerin torunlarıyız. Biz her zaman ve zeminde şehitlerimizi unutmayacağız. Biz onlarla ebedi var olacağız. Hem Çanakkale'de hem üç kıta dünya coğrafyasında her karış toprakta evvel Allah Şehit kanı vardır. Hemen hepimizin şehit dedeleri var. Övülen, Cennetle müjdelenen ecdat var. Bu gün dünyanın tapusuna sahip çıksak hakkımız vardır.Bu hak ham hayal, ütopya değil,akan kanlar ile yazılan tarih şahittir, gerçektir. Hakkımız değil mi? ta Çin 'e, Viyana önlerine, Rusya steplerine Kuzey Afrika ve Afrika çöllerine kadar her yerde Gaznelinin, Karahanlının, Selçuklunun. Osmanlının izleri hala yaşıyor. Tapusu bize ait bu vefasız dünya da şimdi yalan oldu. Dünya kültür mirası sahip bu kanlara , bu terlere, bu emeklere. Müslüman ecdat dünyanın huzuru için rahat yüzü görmedi.Kendini değil, tüm dünyalık için yaşadı. Onlara huzur ve emniyet sağladı. Ne için? yüce bir dava için. Buna ister İlla-yı Kelimetullah, ister Kızıl Elma, ister Nizam-ı Alem... deyiniz böylesine mübarek ve kutlu bir dava için can vermiş, şehit olmuşuz. Allah'ın övgüsüne mazhar olmuş. bir milletin torunları ne kadar övünsek azdır, ama o ecdada layık olmak şartıyla!...