ATİLLA SAMAT


DİLDEN DÜŞMEYEN ÜÇ HARF


 

Hekimlerin ilacını bulamadığı, derman olamadığı tek derttir aşk. Hatta onlar çare bulsalar bile âşık bu ilacı istemez. Bu açıdan bakıldığında Mecnun, modern tıbbın bütün tedbirleriyle bile asla tedavi edilemeyecek bir aşk hastasıdır.Fuzuli ne demiş;

Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır

Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır

Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib

Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır

Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl

Göklere açılmasın eller ki damanındadır

Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat`-i hayat

Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır

Ey Fuzuli şem`-veş mutlak açılmaz yanmadan

Tablar kim sünbül rişte-i canındadır

Yani diyorki ;

Ey tabip. Ben, aşk derdinden mecnunum. Bana ilaç vermekten vazgeç. Çünkü benim derdim, dermânımdır. Derdim, bana güç veren, beni ayakta tutan, yaşadığımı hissettiren şeydir. Beni öldürecek olan zehirse, senin ilâcındır. Çünkü gönlümdeki aşk ateşi söndüğünde, artık bu gönül?ün bir anlamı kalmamıştır. Artık hiçbir işe yaramaz. Ey tabip, benim derdimin ilacı, derdimin kendisidir. Ben derdimden hoşnutum. Ben sevgiliye senden gelen her dert başım üzre diye ahd verenlerdenim. Ben, ey sevgili, lütfun da kahrın da hoş diyen âşıklardanım. Ben Kabe?de ?bana Leyla?yı unuttur!? diye dilek sunmak yerine ?Derdimi artır!? diyen bir kalbin Kevser?iyim. O halde hoşnut olduğum ve artık gönlümün ayrılmaz bir parçası olan derdime dokunma! Çünkü benim devâm, derdimde gizli?Aşk üzerine yazılmamış bir şey kaldı mı acaba?  İnsanlar yazı yazmaya başladığından beri geçen binlerce yılda bu konuda tüm kelimeler tüketilmedi mi? Binlerce roman, milyonlarca dize yazıldı, sayısız film çekildi, şarkılar bestelendi; tükenmedi mi söylenecek şeyler? Yârin dudağından kirpiklerine, gözlerinin okyanus derinliğinden saçlarının rengine, üzerinde kalem oynatılmamış şey kaldı mı? Aşk kimi zaman ?fikrimin ince gülü? oldu, kimi zaman ?yokluğun cehennemin öbür adıdır.? Ya ?işte gidiyorum çeşmi siyahım? diye dile geldi duygular, ya da zaten ?kavuşmak hayal oldu.? ?Bir yangının külünü yeniden yakıp? giderken sevdalımız, bizim için söyledi âşıklar: ?Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı?? Oysa ?sevgi neydi, sevgi emekti?? Selahattin Pınar?ın Afife Jale için verdiği gibi emekti? Cemil Meriç?in Lamia?ya yazdığı mektupların üstüne çıkılabilir mi artık? ?Ben gene sana vurgunum? mu daha güzel anlatıyor aşkı, ?en son sana vuruldum? mu? En büyük cinayetler aşk yüzünden işlendi, en güzel şiirler aşk için yazıldı. En unutulmaz terk edişler aşk için olanlardı. Çünkü ?ayrılık sevdaya dahil?di.  Aşk uğruna ?prangalar eskitildi. Doğadaki her şey aşk sanatının emrine verildi; güller, bülbüller, yıldızlar, mehtap, kuşlar, çiçekler, dağlar, denizler? ?Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında. Atatürk ise aşk için kul köle olmayı reddetmiş ve savaş meydanlarında hiç çekmediği beyaz bayrağı evliliğinde çekmişti: ?Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir. Ordular yönettim, meclisler yönettim, ama bir kadını yönetemiyorum. Aşk ne devlet adamı, ne komutan dinliyordu; ne sanatçı kaçabiliyordu aşktan ne de bilim adamı